Uzayla ilgili birçok teori, araştırma ve teknolojik gelişmeye rağmen bu sonsuz boşluğun tam sınırları bilinememektedir. Uzayda milyonlarca gök cismi ve yıldız sistemi olduğu tahmin edilmektedir.
Albert Einstein'a göre uzay; elastike bir dokuya sahiptir ve cisimlerin elastik yapıyı bükmelerinden ötürü yerçekimi vardır ve zaman kavramı yoktur. 2009 yılında ortaya atılan bir teoride ise, evren aslında sanılandan daha küçüktür ve daha az gökcismini içerir. Görünen milyonlarca gökcismi sadece birbirlerinin farklı zamanlarda görünen şeklidir. Bu teori son yıllarda uzayın nasıl bir yer olduğu ile ilgili ilginç tartışmaları birbirinde getirmiştir.
İnsanlık gelişimiyle birlikte uzayı hep daha çok merak etmiş ve bir şekilde kendini uzaya çıkaracak hamleler yapmak istemiştir. Bu bağlamda insanoğlu özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra SSBC ve Amerika'nın uzay teknolojisindeki çekişmesine şahıt olmuştur. Bu çekişme şüphesiz insanlık için faydalı olmuştur. Günümüzde gelişmiş devletler, devasa teleskoplar kurarak ve uzaya son teknoloji uydular göndererek uzayın daha derinlerine gitmeyi amaçlıyor ve uzayın sınırlarına ulaşmayı hedefliyor.
Ayrıca insanoğlunun uzayı merakı "astronomi" gibi bir bilimin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder