Resimli Damar Sözler-Resimli Damar mesajlar

Resimli Damar Sözler-Resimli Damar mesajlar


Resimli Damar Sözler-Resimli Damar mesajlar





Resimli Damar Sözler-Resimli Damar mesajlar



Resimli Damar Sözler-Resimli Damar mesajlar



Resimli Damar Sözler-Resimli Damar mesajlar



Resimli Damar Sözler-Resimli Damar mesajlar

Resimli Damar Sözler-Resimli Damar mesajlar

Resimli Damar Sözler-Resimli Damar mesajlar

Resimli Damar Sözler-Resimli Damar mesajlar

Resimli Damar Sözler-Resimli Damar mesajlar

E.D.H.O. Dizisindeki “Candan” Kimdir?


Arzu Yanardağ, Atv ekranlarında yayınlanan “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” adlı dizide “CANDAN” karakterini canlandırmaktadır.


28.11.2017 de diziye katılan Yanardağ, Hızır Çakırbeyli‘nin yeni aşkı olabilir mi? Meryem Çakırbeyli aynı otel odasında bornozuyla eşini bastı. Ünlü oyuncunun diziye katılması ile birlikte dizi dahada renklendi.

Hayata dair sözler-Hayata dair sözler kısa

            Hayata dair sözler-Hayata dair sözler kısa


Hayata dair sözler-Hayata dair sözler kısa

Uçmak için kanat gerekmiyor, küçük mutluluklar olsun yeter.



Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer 

3 Bilinmeyenli denklemdir hayat, Sabır,Şükür,Dua.Üçüde Allah'tan ,üçüde şifa.

Sevdiklerinizi incitmeyin.çünkü onları birgün incitmek için bile bulamayabilirsiniz 

Hayata dair sözler-Hayata dair sözler kısa


Bazen sadece yorgun oluyor insan. Ne küs ne yalnız ne de aşık. 

Şu hayatta gülmemi isteyen tek kişi fotoğrafçıydı, oda parasını istedi zaten..! 

Yanında huzur bulduğunuz insanlar servetinizdir. 

İnsanlar gider anılar kalır 

Hayata dair sözler-Hayata dair sözler kısa

"Hangi yaşta ölürsek ölelim, tamamlanmamış cümlelerimiz olacak..."Furuğ Ferruhzad


Bazen binlerce şeyden daha çok heyecanlandırır O’nun bir tek fotoğrafı.


Menopozda hayat kurtaran 7 öneri



menopause ile ilgili görsel sonucu
Menopozda hayat kurtaran 7 öneri 
Menopoza girme süreci her kadında farklılık gösterebiliyor. Çalışanlar, ev kadınlarına oranla, bekarlar evlilere, sigara içinler ise içmeyenlere oranla daha önce menopoza giriyor. İşte menopoz döneminde hayat kurtaran öneriler… 

Ani ateş basmaları, aşırı terleme, regl düzeninde meydana gelen değişimler, çarpıntı ya da üşüme… Ülkemizde sıklıkla 45-55 yaş arası kadınların yakındığı tüm bu şikayetler, menopozun ilk belirtileri arasında yer alıyor. Menopoz tıbbi olarak önlenemese de yaşam tarzında yapılacak önemli değişikliklerle geciktirilebilir.
Memorial Şişli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Gülfem Şişmanoğlu, 18 Ekim Dünya Menopoz Günü öncesi kadınlarda menopoz dönemi hakkında bilgi verdi.
Menopoz belirtileri 40 yaş sonrası görülmeye başlıyor
Son regl kanaması menopoz olarak kabul edilir. Bir kadının kesin olarak menopoza girdiğini söyleyebilmek için 12 ay kesintisiz regl olmaması gerekmektedir. İlk belirtilerini, 40 yaş sonrası, yaklaşık 55 yaşa kadar geçen süre içerisinde görülen regl düzensizlikleri ile gösterir. Ardından regl kanaması tamamen biter. 40 yaş öncesi gerçekleşen menopoz ise, prematür over yani halk arasında yaygın bilinen adıyla erken menopoz olarak adlandırılır.
Menopozun belirtileri arasında ilk sırayı regl düzeninde meydana gelen değişimler alır. Menopozda genellikle 45 yaş itibariyle kanamanın tamamen kesilmesinden 1-2 yıl önce regl düzeninde değişiklikler olur. Kanama, seyrek yani 1,5-2 ay aralıklarla görülebildiği gibi 15 gün gibi kısa sürelerde de tekrar edebilir. Menopozda ise kanama tamamen kesilir. Menopozun belirtilerine bakıldığında kadınların önemli bir kısmında sıcak basması, terleme, çarpıntı görülür ve bu belirtilerin şiddeti giderek artar.
Ateş basması yaklaşık 5 dakika sürüyor

Ateş basması, menopozda en şikayet edilen belirtilerden biridir. Yüzde, boyunda, kollarda, ellerde ve bazen de vücudun üst yarısında aniden yanma, terleme, kızarma ve sıcaklık hissi şeklinde görülür. Genellikle 3-5 dakika sürer ve geçer. Geceleri uykudan uyandıracak şekilde ateş basması uyku düzenini bozabilir. Günde birkaç sefer sık olabildiği gibi haftada birkaç kere de yaşanabilir. Bazı kadınlar ise menopoz belirtilerini hiç yaşamadan atlatabilirler. Menopoz döneminde görülen diğer belirtiler ise şu şekilde sıralanabilir: 
İdrar torbasının esnekliği azalacağı için gece idrara sık çıkma, idrar kaçırma, idrar yaparken yanma 
Vajina kayganlığında azalma ve kuruluk oluşumu nedeniyle cinsel ilişkide ağrı 
Cinsel isteksizlik 
Göbek çevresinde yağlanma ve kilo alımı 
Menopoz döneminde artan yaşlanma korkusu ile psikolojik rahatsızlıklar 
Erken menopoz gebeliğe engel değil
Erken menopoz yani prematür over yetmezliği, gerçek menopozdan biraz farklıdır. Beklenen yaşta menopoza giren bir kadının doğurganlığı tamamen son bulur. Ancak prematür over yetmezliği yumurta hücrelerinin tükenmesi nedeniyle oluştuğu için kadının kendiliğinden ya da bazı kısırlık tedavileri ile hamile kalma şansı oldukça düşük olmakla birlikte doğurganlığı tamamen sona erer. Bu kadınlarda gebelik sağlanabilmesi için eğer altta yatan bir neden tespit edilmişse öncelikle onun tedavisi yapılmalıdır. Son olarak donör oosit (yumurta bağışı) ile tüp bebek yöntemi hakkında bilgi verilmelidir.

Sigara erken menopozu tetikliyor

Menopoz, kadının yaş alması ile gelişen kaçınılmaz bir durumdur. Menopoz belirtilerinin birçoğu zamanla geçecektir. Menopozu önlemenin ya da durdurmanın tıbbi olarak bir yolu yoktur ancak her kadın kendi vücut saatine göre bunu geciktirebilir. Erken yaşta menopoza girmemek için öncelikle sağlıklı bir yaşam sürmek gerekmektedir. Bunun için; sağlıksız üretilen hazır gıdalardan mümkün olduğunca uzak durulmalı, trans yağ tüketilmemeli, sebze-meyve ağırlıklı beslenilmeli, alkolden uzak durulmalı, düzenli ve tek eşli bir cinsel hayat sürülmeli, stressiz bir yaşam tercih edilmeli, spor yapılmalı ve sigara içilmemelidir. Kadın vücudunun östrojen hormonunu salgılama yeteneğini azaltan sigara, yumurtalıkların kendi doğal zamanından önce fonksiyonlarının tükenmesine ve sonuç olarak daha erken yaşta menopoza girilmesine neden olur.

Menopoz tedavisi öncesi bu testler önemli

Menopoz döneminde, östrojen hormonu eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan şiddetli ateş basmaları, hormon replasman tedavisi (HRT) ile etkili bir şekilde giderilebilir. Günümüzde şikayeti olmayan kadınlara rutin hormon tedavisi genellikle önerilmemektedir. Hormon replasman tedavisinde çoğu durumda östrojen ve progesteron hormonları birlikte verilmektedir. Tedaviye progesteron hormonu eklenmesinin amacı östrojen hormon tedavisinin tek başına verilmesi durumunda artan rahim kanseri riskinin bertaraf edilmesidir. HRT planlandığında; kapsamlı bir jinekolojik muayene, pap-smear, organların işlevlerinin iyi olduğunu gösteren çeşitli kan ve idrar incelemeleri, mamografi ve meme ultrasonografisi mutlaka yapılmalı, mümkün olan durumlarda kemik yoğunluğu ölçümü de bunlara eklenmelidir.

Menopoz döneminde yeni değişiklikleri fırsata çevirin

Bu dönemin sadece fizyolojik açıdan değil, sosyal açıdan da değişim dönemi anlamına geldiğini belirten uzmanlar, “Hamile kalma korkusunun olmaması, büyükanne olmanın verdiği mutluluk, çocukların evden ayrılması ile yeniden özgürlüğe kavuşulması, arzulanan amaçlar için beklenen fırsatların doğması, evlilik yaşantısından alınan doyumdaki değişiklikler ve aile odaklı yaşam tarzından ev dışında da yapılabilecek aktiviteler bulabilme gibi olumlu değişiklikler de vardır. Bu değişen yaşam tarzı, alışılmışın dışında sorumluluk gerektiren ilişkiler ve psikolojik gelişimler için yeni fırsatlar anlamına gelebilir” dedi.

Duygusal destek, psikolojik sorunları hafifletebilir

Yaşayan her kadın için menopozun fizyolojik, doğal olmasına karşın oluşturacağı sonuçlar açısından patolojik kabul edilmesi gerektiği belirtilirken, bu dönemi atlatmada eş ve çocuklara önemli görevler düştüğü belirtiliyor. “Gerek eş gerekse çocuklar, bu dönemde kadının yaşadığı ruhsal bunalımı kişiselleştirip kendi üzerlerine almak yerine anlayışlı davranmalı” diyen uzman, “Tıpkı adet dönemi öncesi ve adet döneminde olduğu gibi hormonal değişime bağlı yaşanan agresif ve hassas tutumlar normal karşılanmalı. Menopoz döneminde kadının yaşadığı hormonal değişimin önüne geçemediği ve psikolojik yansımaları olduğu kabullenilmeli. Özellikle eşin duygusal anlamda destekleyici davranışlar sergilemesi kadının bu dönemde karşılaşabileceği psikolojik sorunları daha hafif yaşamasını sağlayacaktır” tavsiyesinde bulundu.

Menopoz dönemini kolay atlatmanızı sağlayacak 7 öneri 

Menopoz dönemini doğal bir süreç olarak düşünün, kabullenin ve bu süreçte de kendinizle barışık olun. 
Ailenizden, arkadaşlarınızdan ve yakın çevrenizden destek beklediğinizi onlarla paylaşın. 
Doktor kontrollerinizi aksatmayın ve tüm sıkıntılarınızı doktorunuzla paylaşın. 
İhtiyaç duyuyorsanız psikolojik yardım almaktan çekinmeyin. 
Düzenli egzersiz, yoga veya meditasyon yapın. 
Sağlıklı ve dengeli beslenin. 
Regl dönemleriniz artık tatile denk gelmeyecek, kıyafetlerinizi kontrol etmek zorunda kalmayacaksınız, her ay yaşadığınız regl ağrıları artık olmayacak, doğum kontrol yöntemlerine de ihtiyaç duymayacağınız bu dönemin keyfini çıkarın.

Hiperseksüalite: Seks bağımlılığı nedir?





Hiperseksüalite: Seks bağımlılığı nedir? 
Hiperseksüalite terimi ilk olarak John F. Kennedy’nin “dört saat seks yapmadan duramam” sözüyle gündeme gelmiş olsa da tarihin tozlu sayfalarına baktığımızda her çeşit ölümlü ölümsüz kadınla ilişkiye girebilen mitolojik tanrıların, Venedik’te yaşayan Kazanova’nın ve İspanyol efsanelerindeki Don Juan’ın birer hiperseksüalite örnekleri olduğunu görebiliriz.


Hiperseksüalite nedir?
Gününün büyük bir bölümünü cinsellik ile ilgili konularla dolduran, seks yapma isteğini durduramayan kişiler hiperseksüal (seks bağımlısı) olarak adlandırılır.
Hiperseksüalitede kişi cinsel isteklerini kontrol edemez, seks düşüncesi günlük işlerini engelleyen ve sosyal ilişkilerini de bozma seviyesine gelmesine sebebiyet veren bir durum halini alır. Hiperseksüalite uzmanlara göre; 6 aydan uzun süre tek eşliliğe dayanamamak olarak da tarif edilir.


Her ne kadar bu durumun sadece erkekler arasında yaygın olduğu düşünülse de kadınlarda da her geçen gün artmaktadır. Cinsel doyumsuzluk olarak da adlandırılan bu durum; erkeklerde satiriasis, kadınlarda ise nemfomani olarak isimlendirilir. Yapılan araştırmalar, seks bağımlılığı oranının kadınlarda % 1 olarak gösterirken erkeklerde bu oranı % 3 olarak göstermektedir. Dr.Kraft Edbing cinsel duyguları fazla olan kadınlara sosyoekonomik yönden iyi olanlar arasında rastlandığını, cinsel duyguları fazla olan erkeklerde ise sosyoekonomik yönden kötü olanlar arasında rastlandığını söyler.
Hiperseksüalite terimi ilk olarak John F. Kennedy’nin “dört saat seks yapmadan duramam” sözüyle gündeme gelmiş olsa da tarihin tozlu sayfalarına baktığımızda her çeşit ölümlü ölümsüz kadınla ilişkiye girebilen mitolojik tanrıların, Venedik’te yaşayan Kazanova’nın ve İspanyol efsanelerindeki Don Juan’ın birer hiperseksüalite örnekleri olduğunu görebiliriz.


Hiperseksüalitenin karakteristik özellikleri nelerdir?
Satriasis ve nemfomani kişilerin kişilik yapıları incelendiğinde narsistik yapı, kendine hayran olma, kendini büyük görme ve bağımlı bir birey görürüz. Hayata karşı karamsar bakış açıları olan ve sürekli kendilerini acındırma hali içerisinde olan kişilerdir. Hem cinsleri ile araları oldukça kötüdür. Çabuk demoralize olurlar ve sıkıntıya gelemezler. Sıkıntılarını gidermek içinde sürekli arayış içerisindedirler.
Bu tarz kişiler karşılarındaki insanları 5 dakikada göklere çıkarıp, 5 gün sonrasında yerin dibine sokabilirler. Seçtikleri partnerlerin güzel ya da çekici olmasının onlar için önemi yoktur, önemli olan ilişkiyi eylemle sonuçlandırmaktır.
Seks bağımlılığının altında yatan sebepler nelerdir?
Hiperseksüalitenin temelleri aslında erken çocukluk dönemlerinde atılmaya başlanır. Kötü çocukluk geçirmiş, sağlıksız bir aile ortamında büyüyen bireylerde daha sıklıkla görülür. Çocukluğunda sevgisiz ve güvensiz bir ortamda yetiştirilen bu bireyler, çocukluk döneminde bulamadıkları bu ruhsal ve bedensel sıcaklığı sürekli partner değiştirerek geri kazanmaya çalışırlar fakat her defasında doyuma ulaşamamanın vermiş olduğu tatminsizlik ile hep daha fazlasının ve farklısının arayışı içerisine girerler.
Hepsinde Odepious ve Elektra kompleksi mevcuttur. Nemfomaniler bir zamanlar sevmiş oldukları baba figürünü saplantılı bir şekilde ararken, erkeklerde ise bu anneye karşı saplantılı bir bağ olarak ortaya çıkar.
Seks bağımlılığı kolay teşhis edilemeyen karmaşık bir durumdur. Tedavisi mümkündür fakat uzun bir süreç gerektirir. Öncelikli olarak bilinç dışında yatan ruhsal sorunları bulup, yeniden düzenleyerek, sağlıklı bir duygu durumu yaratma amaçlı terapi yöntemleri uygulanmalı ve uzman kişilerden profesyonel destek alınmalıdır.



Resimleriyle Türk Mitolojisinde 23 Tanrı ve 14 kadın Tanrıca..




Resimleriyle Türk Mitolojisinde 23 Tanrı ve 14 kadın Tanrıca..
Türk mitolojisinde başrol oynayan tanrı ve tanrıçaların sıfatları, işlevleri ve isimlerinin etimolojik anlamları, yukarıdaki gezegen ve gezegensel sıralamaya uygunluk göstermektedir. Buna göre; Satürn Kara-Han, Jüpiter Ülgen, Mars Kızagan Tanrı, Venüs Umay (Ayızıt), Merkür Mergen Tanrı’yı karşılamaktadır.
1. Kayra Han (Kara Han)
Altay Türklerine göre gökyüzündeki tanrıların en büyüğü Kara Han’dır. Kara Han 17. katta oturur. Bütün Tanrıların babasıdır ve oradan evrenin kaderini tayin eder. Eliade’ya göre Kara Han dünyanın yaradılışı ve sonu gibi konularda daima ön plandadır. Kara-Han yeryüzünü yarattıktan sonra dokuz dallı bir çam diker ve 16. kata oğlu Ülgen’i oturtur. Kara-Han, dokuz kişinin bu dallardan türemesini, dokuz ulusunda buradan meydana gelmesini ister. Kara-Han, insanoğlunun “ata” ve “ana”sıdır. Şamanlara göre Kara Han’ın Ülgen, Kızagan, Mergen adında üç oğlu vardır. (en üstteki resim)


Eliade’ya göre gök gürültüsü ve şimşek tüm mitolojilerde gök tanrının silahıdır ve yıldırımıyla vurduğu yer kutsallık kazanır. Ülgen iyilik yapmayı sever. Ülgen’in kendisi, kızları ve oğulları insan şeklindedir. Dünyayı taşımaları veya destek olmaları için üç tane balık yaratmıştır. Elindeki topuzu, yaşam ağacının köklerine benzer ve öylesine dallı budaklıdır. Bildiğimiz Güneş, Ay ve yıldızlardan tüm gök nesnelerinden çok uzakta yaşar. Biri sağında ve diğeri solunda iki ak Güneş bulunur. Bu gök nesnelerinin her biri kendisine ulaşmak isteyen şaman için bir engeldir. En güçlü şaman bile en fazla Kutup Yıldızına kadar ulaşabilir.
3. Ak Ana


Henüz hiçbir şey yaratılmamışken ve yalnızca uçsuz bucaksız bir su varken, sonsuz sulardan çıkarak, Tanrı Ülgen’e yaratma ilhamını vererek sulara tekrar dalmıştır. Işıktan (cisimsel olmayan) bir bedeni vardır. Başında gücü simgeleyen ve taca benzeyen zarif boynuzları bulunur. Hayatın başlangıcına dair ne varsa hepsine ruh vererek yaşam döngüsünü başlatmıştır. Akdeniz’de yaşar.
4. Erlik


Mitolojinin temel ilkelerinden biri karşıtlıktır. Özellikle İran kültürüne ait Mazdaizm veya Maniheizm gibi inançlarla birlikte başlayan düalist ilke mitolojinin temeline zıtlıkların birliği ve aynı zamanda mücadelesini koyar. Bu anlayışa göre kainattaki her şey zıttıyla vardır. İyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin ve daha birçok zıt kavram birlikte bir uyum içinde varlığı meydana getirir ve kainatın işleyişinden sorumludur. Erlik, Altay Türklerinin mitik tasavvurlarında kötü ruhların başındadır, başkanıdır. Erlik “güçlü, kuvvetli” anlamlarına gelir. Bazı Türkologlara göre bu kelime “erklig” kelimesinin bozulmuş halidir. Bu araştırmacılara göre eski Uygur Buda metinlerinde yer altındaki karanlık dünyanın hakimi olan ve ölüm ruhu motifini karşılayan Yama’ya Erklig Yama denir. “Kudretli” anlamına da gelen bu kelime şamanist tasavvurlarda “Erlik” şeklinde, kötü ruhların başındaki antagoniste isim olmuştur.Şaman dualarında Erlilk’e “Kayrakan” olarak da seslenilir. Erlik insan için acı, eziyet ve ölümle eşdeğerdir. Erlik’in yeraltı diyarıyla ilgili farklı tasvirler de mevcuttur. Erlik yeraltı diyarında kara çamurdan bir sarayda veya duvarla çevrili kara demirden bir sarayda yaşar. Erlik’in sarayı insanların gözyaşlarından oluşan dokuz nehrin birleşerek Toybodım (Doymadım) Nehri’ne dönüştüğü yerde veya abra ve yutpa denilen korkunç su canavarlarıyla dolu olan Bay Tenis (Bay Deniz)’in yanında bulunmaktadır.


5. Mergen Tanrı
Her şeyi bilen, akıllı Mergen Tengere Göğün 7. katında oturur. Mergen kelime anlamı olarak okçu nişancı anlamına gelir.
Bu anlamda Mergen, Yunan mitolojisindeki Hermes’i (Merkür) anımsatır. Hermes, akıl tanrısıdır ve bütün bilgilere sahip tanrı olarak kabul edilir. O karanlığın güçlerini yenen tanrıdır, çünkü “o her şeyi bilir ve her şeyi yapabilir”.
6. Kızagan


Ülgen’in oğludur. Göğün 9. katında oturur. Çok kuvvetli tanrı anlamına da gelir. Roux’a göre 9. Kat Mars’ın konumlandırıldığı gök katıdır. Kızagan Tanrı, Banzarov’a göre, savaş tanrısıdır. Onlarca tehlikeli geçitlerde orduyu yönetmek ve düşmanı yenmekte, bu koruyucu ruhun yardımı olur. Altay Kamı göğe çıkarken Kızagan Tanrı’yı “kırmızı yularlı, kızıl erkek deve sırtında, gökkuşağı asalı baba!” diye çağırır. Buna bakarak, onun kırmızı renk ile simgelendiği sanılmaktadır.
7. Umay Ana


Umay, çocukları ve hayvan yavrularını koruyan bir tanrıçadır.
Arkeologların Altaylarda buldukları seramik ürünler üzerindeki resimlerde Umay ana üç boynuzlu olarak betimlenir.Orta Asya da bazı arkeolojik buluntulardan anlaşıldığına göre Umay ana motifi, beyaz saçlı ve beyaz giyimli olarak, insanbiçimci bir görünüm sergilemektedir. Kuş kılığında kanatlı bir kadın görüntüsü de vermektedir. Altay Türkleri onu göklerden inen gümüş saçlı, güzel yüzlü bir kadın olarak düşünmüşlerdir.
8. Yayık Han
Şaman duaların da Yayık şöyle tasvir edilir. “Ülgen beyin habercisi, kızıl bulut kenarlı, gök kuşağı dizginli, solgun şimşek kamçılı, gökten haber alan Ak Yayık, üç boğumlu Ak Yayık, altın kenarlı Ak Yayık”.Tuva Şamanları “ak eren” ismini kullanır. Yayık büyük tufandan sonra gökyüzüne çıkıp Ak Yayık adını alır. Güney Altaylılar ona “yaratıcı” ve “gök oğlu” adını vermişlerdir. Tölösler “koruyucu” adını verir. Ülgenin oğlu veya kızı olarak da düşünülür. Yayık sözcüğünün kökü “parçalayarak kurban vermek” anlamına gelen “yay” ile ilişkilendirilir. Mitolojik bir varlık olarak kocaman bir ejderha görünümündedir.
9. Karlık
Suyla ile birlikte görülen ve onunkine benzeyen görevi olan bir ruhtur. İşareti dumandır.
10. Suyla


Güneş ve Ay’ın kırıntılarından yaratılmıştır. Altay Türklerine göre Suyla, at gözlü, kartal gagalı, eşek kulaklı ve yılan saçlıdır. Ağaçkakan Suyla’nın sembolüdür.
Ülgen’e Yayıkla birlikte kurbanın ruhunu ulaştırır. İnsanların hayatını kontrol eder ve bir değişiklik olduğu zaman Ülgen’e bildirir. Bundan dolayı iki dilli de denir.
11. Utkuuçi


Kurbanı Ülgen’e ileten bir ruhtur. Güler yüzle karşılayan anlamına gelir. Gökyüzünde yaşar, Ülgen’e en yakın ruhtur. Şaman altın kazıktayken Utkuuçi’dan kazları alır ve yeryüzüne döner.
12. Ayızıt
Ayzıt güzelliğin sembolüdür. Bu anlamda Sümer ve Yunan mitlerindeki İştar ve Afrodit’e (Venüs) benzer. Süt gölünden getirdiği damlayı çocuğun ağzına damlatır ve çocuğa ruh verir. İnsan yavrularını, kadınları, hayvanları ve hayvan yavrularını korur. Simgesi, Kuğu kuşlarıdır. Ayısıt’ı simgeleyen kuğular kutsal sayılır ve dokunulmaz. Kuğu aslında kutsal bir kızdır. Bu kız kuğunun beyaz tülünü üzerine giyince kuğu, çıkarınca kız olur.
Ayızıt gökten gümüş tüylü bir kısrak suretinde iner. Yele ve kuyruklarını kanat gibi kullanır. Ayızıt şaman dualarında şöyle tarif edilir. “Başında ak gökten ak bir kalpak, çıplak omuzlarında ak gökten bir atkı, baldırına kadar siyah bir çizme. Bu şekilde bir kayaya yaslanarak uyumuştur veya ormanda dolaşmaktadır”.
13. Ayızıt'ın Kızları
Ayızıt’ın sarayının kapısında ellerinde gümüş bakraçlar olan yasakçıları vardır. Yazın şamanlar ak elbise, kışın kara elbise giyerek Ayzıt bayramını kutlarlar. Eliade’ya göre yasakçıların ellerinde gümüş kamçıları vardır ve kötü insanları içeri almazlar.
14. Oğuz Kaan
Bazin, eski Türklerde biri ata kurt, diğeri de ata boğa üzerine kurulu “ikili kökeni” yansıtan farklı iki gelenek olduğunu söylemiştir. Oğuz’a adını veren ata da bir boğadır. Oğuz, bütün yaşamı boyunca kurdun korumasına ve rehberliğine başvurmuştur.
Oğuz kağan destanında Ay, Oğuz’u doğuran tanrı olarak sunulur. Bu da Oğuzun Tanrı oğlu olduğu fikrine götürür. En eski çağlardan beri tanrısal kahramanların işaretleri boynuzlu bir taçtır. Orta çağ minyatürlerinde Oğuz Kağan ve oğulları boynuzlu olarak tasvir edilir. Campbell’a göre, Boğa, “Kutsal Ay Boğası” olarak bilinir. Boynuzları Ay’ın alegorisidir ve Tanrının sembolüdür.


15. Oğuz Kaan'ın Eşleri
Efsanede, Oğuz kağan, ava gider. Bir gölün ortasında, önünde bir ağaç ve ağacın oyuğunda bir kız vardır. Kız muhteşem bir güzelliğe sahiptir. Saçları akarsular gibi, gözleri maviydi ve inci gibi dişleri vardır. Oğuz kağan bu kızı alır ve “gök”, “dağ”, “deniz” adında üç oğlu olur. Günlerden bir gün gökten mavi bir ışık düşer. Bu ışık, güneş yada aydan daha parlaktır. Oğuz Kağan yaklaşır ve bu ışığın ortasında bir kız olduğunu görür. Kız olağanüstü güzelliktedir. Başının tepesinde, sanki kutup yıldızı gibi ateşten bir ışık demeti vardır.. Oğuz kağan kızı görünce sever ve onu alır. “gün”, “ay”, “yıldız” adında üç oğlu olur.
16. Ay Han
Oğuz Kağanın oğludur ve ongunu kartal’dır. Türklerde kartal sürekli olarak hükümdarlık ongun’u olmuştur. Altay Türklerine göre, Ay-ata göğün altıncı katında oturur ve Ay ile sembolize edilir.


17. Dağ Han
Oğuzun oğullarından olan Dağhan’ın ongunu üç kuştur.
18. Deniz Han


Oğuzun oğullarından biridir ve ongunu çakır (çağrı) kuşudur. Çakır, mavi gözlü, “mavi-deniz” ve “beyaz-mavi-deniz” türünden bir kuştur.
Uygur sanatında Basaman isimli alp-tanrı, kuzey yönü, Merkür (su yıldızı), su unsuru ile alakalı görülür ve bu Alp-tanrının tuğu yırtıcı hayvan kuyruklarından oluşmuş olarak resmedilirdi. Elinde tuttuğu kargı ise üç dilimlidir.
19. Gök Han
Oğuz’un oğullarından biridir ve ongunu sungurdur. Türklerde kartal hükümdarlık sembolü olurken, sungur, sıklıkla tigin unvanlarında kullanılır. Kaşgari’nin büyük bir yırtıcı kuş olarak tanımladığı sungur, maviye çalan beyaz kuşlar arasındadır. PelliotÇin’de su kuşlarını avlamakta kullanılan sungurun, “deniz mavisi” türünden olduğunu söyler. Moğollar aynı kuşa “mavi yırtıcı kuş” derler.
20. Gün Han
Oğuz’un oğullarındandır ve ongunu şahindir.
Gün han Oğuzun göksel eşinden olan en büyük oğludur. Oğuz Kağan sembolik olarak bulduğualtın yayı Günhan, Ayhan ve Yıldızhan arasında pay eder ve kendisinden sonra hakanlık tahtını Günhan’a bırakır. Günhan kendisi için altın bir çadır kurdurur ve kendi yönü olan sağ tarafa kırk kulaç yüksekliğinde bir direk ve onun tepesine de altın bir tavuk oturtur. Pelliot’a göre Günhan, Güneşi karşılar ve Güneş hanı anlamına gelir. Altın hakanlara ait bir semboldür ve güneş altının alegorisidir.
21. Yıldız Han
Oğuz’un oğullarındandır ve ongunu tavşancıldır. Türklerde yıldız bilgisi, çok önemlidir. Geceleri zamanı öğrenmek için yıldız bilgisi, tek yol ve çaredir. Türklerin göğün ilk ve ana yıldızları olarak gördükleri gezegenler ilk tanrısal arketiplerdir. Yaradılışın başlangıcı ve temelidir.


22. Ürüng Ayıg Toyon
Yakut Türklerine göre ilk insanı o yaratmıştır. Eski Türkçede ürüng-beyaz, ayıg-yaratan, toyon-tanrı, efendi demektir. Yakut Türklerinde beyaz yaratıcı diğer yaratıcı ruhların en büyüğüdür. Kainatı o yaratmıştır. Dünyayı idare eden de odur. İnsanlara yaratıcı gücü ve çocukları o verir. Yerin ve toprağın verimli olmasını o sağlar. Hayvanların çoğalması ve bolluk onun sayesinde olur. Eliade aynı tanrıya ata bey de dendiğini söyler.
İnsana kut veren odur. Büyük efsane kahramanlarını yeniden hayata döndürerek ölümden kurtarır. Bu yaratıcıya canlı beyaz at kurban edilir. Ürüng Ayıg Toyon, çok saygı gösterilen, kutlu, nur yüzlü ve ulu bir varlıktır.
23. Su İyesi (Su Perisi)


Su iyelerinin hepsi sularda yaşar. İnsanlara zarar vermezler. Onların yaşadıkları sarayın girişi, nehirlerin derinliklerinde bir taşın altındadır. Su sahiplerine Kazaklar, “su perisi”, Türkmenler “suv adamı”, Özbekler “su alvastisi” derler.
Pınarlarda yaşayan peri kızları, beyaz giyimlidirler ve cisimsiz varlıklardır. Kuş ve yılan kılığına girebilirler.
24. Kübey Hatun
Altay Türklerine göre, ağaç, ulu ananın yaşadığı ve kahramanlara memesinden süt verdiği yerdir. Yakut Türklerine göre Doğum tanrıçası Kübey-hatundu ve ağacın içindeydi. Kökünden hayat suyu akıyordu.
Er Sogotoh destanında mitolojik bir ağaç tasviri şöyledir. “Yarı beline kadar çıplak, alt tarafı ağaç kökleri gibi,Orta yaşlı ciddi bakışlı bir kadın kabaran göğüslerinden süt verir.”
Mitlerde çoğunlukla ağaç, ışık temasıyla ilişkilendirilir. Şaman dualarında ağaç, altınyapraklı, yetmiş yapraklı mübarek kayın olarak anılır. Kübey hatun yani doğum tanrıçası da bu kayın ağacının içinde yaşar.


25. Semrük Bürküt
Yakutlar çift başlı kartala “öksökö kuşu” derler. Türkçe “bürküt” kartal demektir. Bakır tırnaklıdır, sağ kanadı ile güneşi, sol kanadı ile ayı kaplar. Ona gök kuşu da denir. Büyük kartallar için Bürküt kelimesi kullanılır.
Çift başlı kartallar, gök direklerinin veya kayın ağacının tepesinde tasvir edilir ve tanrı Ülgenin sembolüdür. Çift başlı öksökö kuşu gökten yıldırım indirir.
Başkurt efsanesinde “Semrük” adındaki kuş iki başlı kartaldır. Bu başlardan biri insan başı olarak da düşünülür.
Türk mitolojisinde, ay ve güneşi pençeleriyle tutan doğanlar görülür. Tuğ’lar bir boz doğan ile birlikte gökten düşmüştür. Tanrıya açılan göğün kapısını çift başlı bir kartal bekler ve tanrının sembolüdür. Bu kartallar gökten yıldırım indirir.
Türk mitolojisinde çift başlı kartallar ve gün ve ay simgeleri ying ve yang sembolüdür. Çinlilerin ying-yang sembolü olarak tasvir ettikleri kozmos ve kozmosun dönüşünü, Türkler karşılıklı iki hayvan yada kartal koymak suretiyle ifade etmişlerdir. Bu sembolik hayvanların döndükleri merkez, yer ve göğün ortasıdır. Türklerin Yaruk-Kararıg ilkesini, göğü anlatan yuvarlak plakalara sarılmış siyah ve beyaz kartallar temsil eder.
26. Kartal Ana
Yakut Türklerinin inanışlarına göre Şamanlar yeryüzüne kartal ana tarafından getirilmişlerdir. Er-Töştük destanında da kartal dişi olarak görünür. Kartal Yakutlara göre Güneşin sembolüdür. Yakutlar analarının bir kartaldan geldiğine inanırlar. Bundan dolayı Kartal “güneş kuşu” olarak da nitelendirilir. Kendi küllerinden doğan phoenix daha genç olarak dünyaya gelir. Bu nedenle yeniden doğuşu, ebedi hayatı, ölümsüzlüğü ve güneşin doğuşunu simgeler. Çin mitolojisinde de ateşi, sıcaklığı, hasat mevsimini ve güneşi sembolize eder.
27. Asena
Oğuz Kağan’a yol gösteren ve liderlik yapan kurt erkektir. Türeyiş destanındaki kurt ise dişi olarak gösterilmiştir.
Göktürklerin kurttan türeyişi ile ilgili destan Bahattin Ögel’in Türk Mitolojisi adlı eserinde şu şekildedir:


“Göktürkler eski Hunların soylarından gelirler ve onların bir koludurlar. Kendileri ise Aşina (A-shih-na) adlı bir aileden türemişlerdir. Sonradan çoğalarak ayrı oymaklar halinde yaşamaya başladılar. Daha sonra Lin adını taşıtan bir ülke tarafından mağlup edildiler. Mağlubiyetten sonra Göktürkler, soyca yok edildiler. Tamamen öldürülen Göktürkler içinde, yalnızca on yaşında bir çocuk sağ kalır. Lin memleketinin askerleri, çocuğun çok küçük olduğunu görünce, ona acırlar ve öldürmezler. Çocuğun el ve ayaklarını keserek bir bataklığa bırakırlar. Bu sırada çocuğun etrafında bir dişi kurt peyda olur ve çocuğu besler. Bir süre sonra kurt hamile kalır ve bir mağaranın içinde on çocuk doğurur. Zamanla bu on çocuk büyür ve evlenir. Zamanla her birinden bir soy türer. Göktürk devletinin kurucularının geldikleri Aşina ailesi de bu on boydan biridir.
28. Al Karısı (Al Bastı)


Bazı edebi metinlerde çirkin, saçları dağınık, avurtları çökmüş, güçlü kuvvetli ve uzun boylu olarak tasvir edilir. Bazı mitolojik metinlerde ise, dünyadaki en güzel kadından bin kat daha güzel olduğu anlatılır. Kazaklarda “cadı kadın” “küpe giren karı” anlamında kullanılır. Baş al bastı, iri gözlere sahip, baştan aşağı demir giyimli ve erkektir. Ulu ana yani ana tanrıça arketipinin olumsuz türevidir.Kazak metinlerinde alnında tek gözü olan, iğrenç görünüşlü bir mahluk olarak tasvir edilir. Albastı, Al karısı, genellikle kırmızı siyah uzun elbise giyer. En çok sevdiği şey atların yelesini örmektir. Onu yakalamak için elbisesinin yakasına bir iğne saplamak gerekir.
Loğusalara musallat olan bu kötü ruh, al karısı, albastı, albis, almis, adlarıyla da anılır. Albastı iki surette görülür. Sarı albastı ve kara albastı. Sarı albastı sarışın bir kadın suretindedir. Bazen keçi ve tilki suretine de girer. Kara albastı daha ağırbaşlı, ciddi, sarı albastı hoppa ve şarlatandır.
29. Alp Er Tunga
Tonga, Kaşgarlı Mahmut’a göre leopar veya kaplan cinsinden bir hayvandır. Orta Asya kaplanları Türklerin Bars dedikleri, Pars cinsinden hayvanlardır. Hun Pazırık kurganında çok rastlanan bir figürdür. Roux’a göre, ismi genelde ”kahraman erkek kaplan” şeklinde algılanmaktadır, ama ona göre Tunga “Sibirya panteri” dir. Budist metinlerde “uzun saçlı tonga” tabirlerine rastlanması, uzun saçın Alplik simgesi olmasını anımsatır.Uygur döneminde, Alp Er Tonga’nın ve başka Türk beylerinin adı ve unvanı olarak yırtıcı hayvanların isimleri kullanılırdı ve Alp’ler yırtıcı hayvan postu giymiş olarak resmedilirdi. Kaplan postu savaşa giden Alpler tarafından zırh yerine giyilirdi ve savaş sembolüydü.
30. Ötüken (Yer Tanrıçası)
Roux’a göre, etügen / itügen yer tanrıçasına verilen bir isimdir. Seyidov’a göre de Ötügen, devleti ve hakimiyeti koruyan bir ilahedir. Cengiz han Ötügen’e “ötügen anamız” der. Ayrıca bazı araştırmacılar, bir şaman ismi olan “utagan” kelimesinden türediğini ve bu kelimenin Türkçe “döl yatağı” anlamına geldiğini söyler.
İtügen, hayvanları ve toprak ile ilgili tüm ürünleri koruyan bir tanrıçadır. Aslında yer tanrıçası, ile doğum ve üretim arasındaki bağ neredeyse evrenseldir.
31. Ateş Tanrıçası (Od Ana-Ateş Annesi)
Yakut Türkleri ateş tanrıçasını ak saçlı bir kadın olarak görürler. Buryatlar ise, kırmızılar giymiş yaşlı bir kadın olarak veya ateşin yalımıyla dalgalanan yeşil veya kırmızı ipekten kaftan giymiş bir kadın olarak da düşünmüşlerdir. Bir başka şaman duasında da şöyle tasvir edilir. “sen karanlık gecelerde, genç kızlar gibi saçlarını dalgalandırarak oynuyorsun! Kırmızı ipekli kumaşlar sallayarak, genç al kısrak üzerinde geziniyorsun”.
Ocak ruhu dişildir. Evin tam ortası “evin kalbi”dir ve ocak yeri buradadır. Orta Asya da Hunlara ait, üç ayaklı ve kutlu kabul edilen kazanlar bulunmuştur. Yakutlara göre ilk ocağı Ülgen’in üç kızı yakmıştır. Yakutlarda ateş tanrıları yedi kardeştir.
32. Sigun Geyik
Radlof, boynuzları iki kürekli sığın geyiği Altay Türklerinin ululadıklarını ifade eder.
Teleüt Türklerinde her şamanın bir ruhu vardır. “bura”, “bur”, “pur” gibi çeşitli sözcüklerle ifade edilir ve geyik anlamında da kullanılır. Geyik boynuzları Şamanların önemli sembollerindendir.


Türklere, Ergenekona girişte, Hunlara batıya göçlerinde dişi bir geyik yol gösterir.
Orta Asya sanatında, yarı insan yarı geyik halinde gösterilmiş tasvirler vardır. Mitlerde dokuz boynuzlu yada budaklı sigun geyikler de görülür.
33. Gök Kurt
Gök Kurt ve Ak Geyik gökte doğmuşlardır. Kurt sürülerini idare eden kurtlara gök kurt, geyik sürülerini idare eden geyiklere gök geyik denir. Bazı Türk halkları, soylarının, kurttan bazıları geyikten türediğini kabul eder. Cengiz hanın ilk ataları gök kurt ve dişi bir geyiktir. Gök kurt Türk mitlerinde özel bir yere sahiptir, öyle ki Türkler kendilerine “göksel Türkler” anlamına gelen “Kök Türk” adını vermişlerdir.
34. Gök Sakallı Hızır
Hızır anlayışı, Türklerde eski Türk düşüncesi ile bezenmiştir. Mitlerde kayın ağacından inip, insanlara yardım eden ve çocuklara ad veren “gök sakallı “ veya “aksakallı” ihtiyarlar görürüz.
Aksakallı yaşlılara ak-boz atlı tanıtması da eklenir. Altın sakallı “ay koca” olarak da tasvir edilir. Elinde hayvan başlı “çevgen” denen bir asa tutar, Ak-boz ata biner ve giyimi de aktır.


35. Bügü Tekin (Bügü Kağan)
En tanınmış adları “bögü” ve “tengri” idi. Bögü Uygurca alim, filozof anlamında kullanılır. Ayrıca büyücü sihirbaz anlamına da gelir. Kendisi savaşçı bir kağan değil, filozoftur. Bügü Kağan, Mani dinini Uygurların resmi dini olarak kabul etmiştir. Mani dinine mensup olanlar beyaz elbise giyerdi.
36. Deniz Tanrıçası (Geyik Tanrıça)
Göktürklerle ilgili bir mitoloji de, Göktürklerin atalarından birinin, (ki ataları kurttur) bir mağarada, ak geyik kılığına giren bir deniz tanrıçası ile ilişkisi olduğu anlatılır. Göktürkler nesillerinin kurttan geldiğini söylemekle beraber efsanelerinde dişi geyikte rol oynar. Dişi geyik bir ilahedir ve vücudundaki lekeler yıldız işaretleri olarak görülür. Dişi geyik eski Hun anlatılarında yol gösterici rolü oynar.
37. Tepegöz


Tepegöz Kaf dağında yaşar çoban ve peri kızının evliliğinden doğar. Annesi dişi bir Alageyiktir.
Tepegöz su üzerinde yüzen başı gözü belirsiz bir ciğere benzetilir. Tepegöz bazen dişi bazen erkektir. Tepegöz tek gözlüdür. Tepegöz’ün parmağındaki yüzüğü annesi takmıştır.
Altay Türk destanlarında devlere yelbegen denir. Yelbegen insan biçiminde, çok büyük, üç yedi veya on iki başlı siyah ve sarı renklidir. Güneş ve ay tutulması devlerin yemesi olarak tanımlanır. Türk destanlarında devler atların düşmandır. Demir yelbegen karaçam boylu, kara atlı ve çokmarlıdır.(çokmar hayvan başlı sopa veya gürz asa sopa) Büyük kulaklı devler ise yeraltındadır. Dev anası denen dişi devler de vardı. Alt dudağı yerde üst dudağı gökte olan devler Anadolu Türk masallarında sık kullanılan bir motiftir.


Faydanalilan kaynaklar;
http://onedio.com/haber/islam-oncesi-turk-mitolojisindeki-tanri-ve-tanricalar-497473
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ak_Ana
http://turkmythology.blogspot.com.tr/
http://frpnet.net/makaleler/turk-mitolojisinde-erlik