TENCEREDE KÖSTEBEK PASTA


TENCEREDE KÖSTEBEK PASTA
3 adet yumurta
1su bardağı toz şeker
1 su bardağı süt
Yarım su bardağı sıvıyağ
1paket vanilya
1paket kabartma tozu
3 yemek kaşığı kakao
2 su bardağı un
Kreması için
2 paket krem şanti
1su bardağı süt


Yumurtaları şekerle birlikte çırpıyoruz.Ardından sıvı malzemeleri ekliyoruz.Unu,kakaoyu,kabartma tozu ve vanilyayı eleyip çırpıyoruz.Tencereyi yağlayıp dilerseniz unlayabilirsiniz.Harcı ekliyoruz.Ocağın üzerine 3-4 kat folyoyu serip tencereyi üzerine oturtup 45-50 dakikada orta ateşte pişirelim.Kürdan testi ile kontrol edelim kek yapışıyorsa bir miktar daha pişirelim.Kekin üst kısmını kaşık yardıyla oyalım muzları yerleştirelim.Kremşantiyi köpürtüp muzların üstüne kubbe olacak şekilde sıvıyalım.Kremşantinin üzerinide kalan kekleri ufalayarak kapatalım.2-3 saat dinlendirip servis yapalım..

Beyaz Spor Ayakkabı Nasıl Temizlenir?

Beyaz renkli spor ayakkabısı temizliği için çok etkili, ev yapımı beyaz ayakkabı temizleme köpüğü hazırlayabilirsiniz. Deneyenler tarafından tavsiye edilen bu köpük, beyaz spor ayakkabılar üzerinde yer eden lekeleri yok edip eski beyazlıklarına kavuşmayı sağlıyor. Bu mucizevi köpük için gerekli olan malzemeler;

    Her hangi bir diş macunu
    Kullanılmayan temiz bir diş fırçası
    Saç şampuanı
    Yeterli miktarda ılık su
    El yapımı örme duş lifi
    Uygun büyüklükte leğen
    Ayakkabı tabanı için yumuşak fırça

Malzemeleri hazır ettikten sonra ilk olarak ayakkabınızda bağcık varsa onu çıkarın. Ayakkabı üzerinde yer alan toz ve çamurları gidermek için soğuk su altında yıkayın ve kirini alın. Ayakabıların ikisini de yıkadıktan sonra ilk olarak tabanı fırça ile fırçalayın, çamur ve taşlarını temizleyin. Temizlenen ayakkabıları leğen içine alın ve üzerini kaplayacak kadar su ile doldurun. Suya şampuan ekleyin ve örme lif ile ayakkabıları güzelce yıkayın. Bu yıkama sonrasında lekeler büyük oranda yok olacaktır. Ancak kalan yerler için ikinci aşamaya geçebilirsiniz. Bu aşamada diş fırçası üzerine diş macunu ekleyin ve lekeleri bu fırça ile fırçalayın. Tamamen beyazlaşana kadar fırçalamaya devam edin.

Beyaz Spor Ayakkabı Nasıl Temizlenir?

Lekeleri çıkardıktan sonra leğendeki suyu dökün. Yeniden ayakkabı üzerini örtecek kadar su doldurun ve içine şampuan dökün. Bu şekilde ayakkabıları yarım saat bekletin sonrasında durulayın. Kuruduktan sonra ilk günkü kadar beyaz spor ayakkabılarınız olacak.

Boşuna çırpınma gökyüzü, yurdum kadar ağlayamazsın.

Boşuna çırpınma gökyüzü, yurdum kadar ağlayamazsın.
Derman olacak bir sözün yoksa dedi meczup,
Derdimi meşgul etme !..


  Meczup anlamı..
Kendini Tanrı’ya vermiş, Tanrı sevgisiyle aklını yitirmiş, Tanrı âşığı (kimse).

Meczup nedir, meczup ne demektir? Meczup anlamı..

 Meczup anlamı..
Kendini Tanrı’ya vermiş, Tanrı sevgisiyle aklını yitirmiş, Tanrı âşığı (kimse).

Biz kadınları hiç sevmedik aslında!..

Biz kadınları hiç sevmedik! Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik Ağızlarını dudaklarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik. Göğüslerini sevdik... Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık. Kalçalarını sevdik... Gerçekten güzel vücutlu ve "çıtırsa" daha çok sevdik... Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep "baktık" Her yerlerine iyice ve dikkatle baktık. Pek iyi görememiş olacağız ki bir daha baktık. Bir daha ve bir daha... Kadınların her yerlerine baktık ama gözlerine ya hiç bakmadık ya da baktığımızda çok geç olmuştu... Biz kadınlara çok dokunduk! Onlar istese de istemese de dokunduk. Son yıllarda dini motiflerden güç bulanlarımız oldu. Eh! yozlaşan toplum ve geç gelen hatta hiç gelmeyen adalet olunca da 13-14 yaşındaki çocuklara bile dokunmaya başladık! Sapık damgası yemeyi göze alanlar bile şaşırdı çünkü sapık diye haykıran ne kadar azdı! Kadınlara dokunmada dünya sıralamasında üst yerlere geldik... 2009 itibariyle rakamlar oldukça "umut verici!!!" % 40 ını sürekli dövdük %45 ine duygusal şiddet uyguladık (küfür,hakaret,küçük düşürme) %16 sına zorla sahip olduk (ve olmaya devam ediyoruz) Tüm bunlara maruz kalan her 3 kadından biri intihara kalkıştı ama biz hiç oralı olmadık (hem bize ne değil mi? Fener ya da Cimbom maç kaybedince çok üzüldük ama kadınlar söz konusu olunca pek oralı olmadık) % 9 una daha masum birer çocukken bile dokunduk. Ama onlar hep sustular. Çünkü konuşsalar kimse inanmazdı. "kim bilir neler yaptın ki sana tacizde ya da tecavüzde bulundu amcan ya da komşun" bu da sana ders olsun, türünden tepkiler görecekti. Ama bu ders o kadar acıdır ki biz erkekler bilemeyiz. Bizlere sorduklarında %25 imiz "bazı durumlarda kadın dövülür" demeyi doğal bir şey gibi dile getirdik. İslami öğreti yalanları ile kadınları, kız çocuklarını bizlerin kölesi yapmaya başladık ve bu çabalar sonuçlarını vermeye başladı. Artık kadınlar o bildiğiniz kadınlar değil!. % 51'i erkekler ile tartışmayı bile "saygısızlık" sanıyor artık. %36'sı kendisi para kazansa bile parasını nasıl harcayacağına karar veremeyeceğine inanmış ya da inanmak zorunda kalmış. % 52'si "erkek kadından sorumludur" diyecek kadar kadınlığını unutmuş ya da unutturulmuş. % 49'u "erkek ne zaman isterse bana sahip olabilir benim itiraz hakkım olamaz" diyecek konuma gelmiş ya da getirilmiş! Hal böyleyken kabul edelim biz kadınları kullanmayı çok sevdik. Evde, işte, siyasette, okulda kısacası her yerde... Parti kongrelerinde sözde liderler konuşurken arka fonda 3-4 kadın vardı hep. Onlardan vitrin yaptık, imaj yaptık. Başörtülü, normal türbanlı, modern türbanlı ve türbansız.. Parti çalışmalarında kapı kapı dolaşanlar hep kadınlardı. Koşturan ve çabalayan hep kadınlardı. Miting olduğu zaman onları ön sıralara toplayıp karanfiller attık üzerlerine ve iki lafın birinde anam, bacım edebiyatı yaptık ama "ananıda al git" demek bize daha çok yakıştı! "Cennet anaların ayakları altında" diye diye büyütüldük ama anaları hep ayaklarımız altında çiğnedik, ezdik, tepikledik... 14 şubat sevgililer günü ya da anneler gününde bir kaç saat ara verdik ama sonra yine ezmeye devam ettik. İş verirken bile onları hep düşündük! İş yerinde gözümüz gönlümüz açılsın ya da malum niyetler ile bayan eleman aranıyor ilanı vermeyi çok sevdik. Bu ülkede kadın olmanın ne kadar zor olduğunu biz erkekler bilemeyiz. Çünkü artık konuşmuyorlar, konuşamıyorlar, konuşturulmuyorlar.

KİNAYE

Bunca zamandır yaptığımız "kinaye"leri anlamayana biz de bundan sonra
 "tecahül-i arif" yaparız.... ;) :)

DOLAR NASIL DÜŞMEZ; DOLAR NASIL DÜŞER

DOLAR NASIL DÜŞMEZ;
1-bağırarak düşmez
2-nutuk atarak düşmez
3-suçu "dış mihraklara"atarak düşmez
4-"dolarları bozun" diyerek düşmez..(ahmet hakan)
DOLAR NASIL DÜŞER;
1-ihracatımız ithalatımızdan fazla olursa düşer
2-buğdayı rusya'dan,pirinci amerikadan,patatesi irandan almadığımız zaman düşer
3-ülkemiz çin'in,güney kore'nin ve Amerikanın açık pazarı olmadığı zaman düşer...
4-daha çok para harcayabilmek için borçlanmadığımız ve ülkede ne var ne yoksa satmadığımız zaman dolar düşer....

NOT; Türkiye başka ülkeye mal satarken dolar ile satıyor ,başka ülkeden mal alırken de dolar ile satın alıyor....Aldıklarımız sattıklarımızdan çok olunca da biz de dolar bitiyor Olmayan para da böyle kıymetleniyor.!

Edep Aklın Tercümanıdır!..

Edep Aklın Tercümanıdır!
İnsan Edebi Kadar Akıllı,
Aklı Kadar Şerefli,
Şerefi Kadar Kıymetlidir...
          Şems-i Tebrizi

İnsan şeytandan çekmedi, cahilden çektiği kadar!..

İnsan şeytandan çekmedi, cahilden çektiği kadar!..

Altıma uzun don giydim amirim :)

Kış için ne gibi tedbirleriniz var?
Altıma uzun don giydim amirim :))

Yaşama sevincim bi geliyor, bi gidiyor, bi yerde bir temssızlık var ama nerde.!

Yaşama sevincim bi geliyor, bi gidiyor,
bi yerde bir temassızlık var ama nerde.!

Öncelikli hasta hamile

Öncelik nedeni hamile ;)

Napıyonuz çay içek mi...

Napıyonuz çay içek mi...

Gothenburg, Sweden

Manzara

Bülent Ersoyla Bülent Arınç evlenseler ikisi de Bülent Arınç mı olacak...

...yaa şimdi Bülent Ersoyla Bülent Arınç evlenseler ikisi de Bülent Arınç mı olacak... sabah sabah kafam karıştı GÜNAYDIN

"Gördünüz mü? Hiç birinin kanını dökmedim"

Birkaç asker şehit oldu diye "kan dökmek doğru değil" diyenlere;
Timur'un 10 askerini öldürdüklerinde, 4 bin Ermeni askerini toprağa gömüp,
-"gördünüz mü? Hiç birinin kanını dökmedim" dediğini hatırlatmak isteriz

Biz bugün kargalardan önce kahvaltı yapmaya karar verdik günaydın

Biz bugün kargalardan önce kahvaltı yapmaya karar verdik günaydın :)

Bakmayın benim böyle dik başlı asi duruşuma,

Bakmayın benim böyle dik başlı asi duruşuma,
Aslında hala küçük bir kız çocuğuyum,
Hala yüksek sese kırılır,
Hala kolumu sertçe tutarsan ağlarım...
Ve…
Hala korkarım karanlıktan…

Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.

Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.
İki misket,
bir ekmek arası,
bir kaç sapanla...

Allah'ın müminlerini bağışlaması dileğiyle Cumanız Mübarek olsun!

Bizi yoktan var eden, varlığından haberdar eden, yaratıp imtihan eden, imtihan edip sabır veren Allah'ın müminlerini bağışlaması dileğiyle Cumanız Mübarek olsun!

Meğerse SOĞAN Bir Mucizeymiş!!!

Yok artık dedirtecek soğan mucizeleri...

Soğan sandığınızdan çok daha özel bir gıda olabilir. Tek başına bir ecza dolabı desek yanlış olmaz! Şimdi önyargılarınızı bir kenara bırakın ve soğanın gizemlerine kendinizi hazırlayın. Bir sepet soğanla üstesinden gelemeyeceğiniz rahatsızlık yok, nasıl mı? İşte size soğanla hayatta kalmanın 10 yolu!
1. Öksürüğe son Bir türlü kesilmeyen öksürükleriniz mi var? Eczaneden aldığınız şuruplar bir işe yaramıyor mu? İhtiyacınız olan şey soğan suyu! Evet belki nefesiniz pek hoş kokmayacak ama sakızla, diş macunuyla o kokuyu bastırabilirseniz soğan suyu öksürüğünüzü kısa sürede bünyenizden söküp atacaktır!

2. Düşmeyen ateşe birebir Ateşiniz düşmüyor ve o zalım fitil tedavisine karşı direniyor musunuz? O zaman yapmanız gereken şey soğanla ateşinizi söndürmek. Korkmayın soğanı fitil niyetine kullanmayacaksınız, çorabınızın içine ayak tabanınızla temas edecek şekilde koyacağınız soğan dilimleri mucizevi şekilde ateşinizi düşürecek!

3. Nezleyi unutun Nezleniz bir türlü geçmiyor mu? Kendinize bir soğan partisi vermenizin zamanı gelmiş demektir. Çayınızın içinde bir adet dilimlenmiş soğanı kaynatıp için, yanında da tuzlu soğan halkaları yiyin. Vurun kafayı yatın, uyandığınızda kesinlikle daha iyi hissedeceksiniz.

4. Kulak uğultusuna, çınlamasına, ağrımasına son! Kulak vücut için kritik bir organ. Neredeyse bütün dengemizi sağlayan bir organ. Ona bir zarar geldiğinde sıkıntı büyük oluyor. Kulakta yaşanan uğultu, çınlama ve ağrı gibi durumların acısını yaşayan bilir. Böyle bir durumda yapımlası gereken, soğanın cücüğünü ikiye bölüp kulaklara tıpa gibi koymaktır. Birkaç saat içerisinde soğan sıkıntı neyse inanılmaz şekilde tedavi edecektir!

5. Psikolojik destek Bilinen bir gerçektir insanların belirli aralıklarla ağlaması gerekir. Bu hem göz sağlığı, hem de duygusal birikimlerin dışarıya atılması için gereklidir. Hatta olur olmadık saçma zamanlarda yok yere ağladığınızı görüp şaşırabilirsiniz. Bunların hepsi birikimden… Soğan kesildiği zaman ağlatıcı özelliğiyle kendinizi kötü hissettiğiniz zamanlarda sizi ağlatarak rahatlatır. Dalga geçmiyoruz, tavsiye edilen bir deşarj yöntemidir.

6. Deriye yama olarak soğan Bazı bitkilerin insan vücudundaki yaralanmaları çok hızlı bir şekilde tedavi ettiği bilinen bir gerçek. Bunlar arasında Aloe Vera en etkili olanların başında geliyor. Ancak her evde, her markette Aloe Vera bulmak mümkün değil ve Aloe Vera çok da ucuz bir bitki değil. Fakat bu bitkinin muadili, hali hazırda evinizde duruyor olabilir! Soğanın iç çeperindeki zarlar Aloe Vera ile hemen hemen aynı özelliğe sahip! Yaralanmalarınızda, yanıtlarınızda bu zarları ayıklayıp hemen sıkıntılı noktanın üstüne koyun ve mucizeye şahit olun!

7. Cerrahi müdahelelerde soğan İlginçtir soğan sadece gündelik yaralanmalarda değil, çok daha problemli yaralanmalarda hatta cerrahi operasyonlardan sonra kalan izlerin toparlanmasında da büyük bir alternatif tedavi konumunda. Yaralardan kalan izlerin kaybolmasını hızlandıran bir etkiye sahip olan soğanın bu konuda sihirli özelliklere sahip.

8. Enfeksiyona karşı soğan! Vücudunuzdaki bir yara enfeksiyon kaptıysa, hastaneye ulaşmadan önce sizi kurtaracak bir şeylere ihtiyacınız varsa bir miktar destekle soğan size bir ilaç olabilir. Bir dilim ekmeğin üstüne sütü kaynatıp dökün, üstüne bir soğan rendeleyin ve enfeksiyonlu yaranın üstüne bastırın. 2 saat kadar bu karışımın enfeksiyonlu alanla temasını kesmeyin. 2 saat sonra enfeksiyonu bu karışımla beraber vücudunuzdan çekebilirsiniz.

9. Güneş yanıklarına birebir soğan Güneş yanıklarına genelde ülkemizde yoğurt sürerek çare buluyoruz. Ancak asıl tedavi soğanda. Yanıklarınızın üstüne soğan dilimleri koyun ve yanığın soğanın suyunu çektiğinden emin olun. Bunun üstüne bir yumurtanın akını sürerek tedavinizi sağlayabilirsiniz.

İYİ GECELER

Dem Çöktü Geceye ,
Kelimeler Yorgun , Duâlar Uzun ...
________/ İYİ GECELER

“Kadını Muzaffer kılan, sevdiği adamın Yiğitliğidir.”



“Kadını Muzaffer kılan, sevdiği adamın Yiğitliğidir.”

”Sıkılan narın kabukları asla atılmamalı” Faydalarını duyunca siz de şaşıracaksınız!

”Sıkılan narın kabukları asla atılmamalı”

Gölgede veya 40-50 dereceyi geçmeyecek ortamlarda kurutarak, ufaladığımız nar kabuklarını serin bir yerde saklayalım.

Daha sonra 100 gram kaynamış suya, 2 gram nar kabuğu (1 çay kaşığı) atarak, yaklaşık 10 dakika kaynatıp suyunu hemen her gün çay olarak tüketelim.

Böylece başta kanser, kalp ve şeker hastalıkları olmak üzere pek çok hastalıktan kendimizi korumuş oluruz.

Ütünün tabanına yapışan pislikleri nasıl temizlerim?

Ütünün tabanına yapışan pislikleri nasıl temizlerim? Ev İşleri Ütü tabanına yapışan pislikleri nasıl temizlerim? Ütü çok sıcak olduğunda taban kısımlarına pislik veya yanık kumaş parçaları yapışabilir. Ütüleme işlemi yaparken üstündeki pislikler giysilere geçerek siyah lekeler oluşturur.
Ütü tabanın temizliği nasıl yapılır?

Oluşan pislikler için en etkili yöntem teflon ütü tabanı kullanmaktır. Eskidiği zaman atıp yenisini takabilirsiniz.
Teflon ütü tabanı kullanmak istemiyorsanız alttaki yöntemleri uygulayabilirsiniz.
Ütünün Altı Nasıl Temizlenir?
 -Ütü altında kahverengi gibi lekeler oluştuysa, biraz sirke ile tuzu karıştırıp temiz bir bezle ütün altını ovularak silebilirsiniz.
-Kağıt havlu veya gazete kağıdı üzerine tuz dökün, ütü sıcakken tuzlu kağıdın üzerinde ütüyü gezdirin.
 -Başka bir yöntem ise: Bir bez parçasın üzerine balmumu sürün, ılık ütüyü bu bezin üzerinde gezdirin.



KADIN; Bir sigaraya efkarını, Bir kahveye sırlarını, Bir susuşa çığlıklarını sığdırır....

KADIN; Bir sigaraya efkarını, Bir kahveye sırlarını, Bir susuşa çığlıklarını sığdırır....
KADIN; Bir erkeği ömrüne, Bir bebeği karnına ve tüm hayatına sığdırır...
KADIN; Bir yürüyüşe umursamazlığı, Bir dudak büküşe dayanılmazlığı, Bir gülüşe unutulmazlığı sığdırır....
KADIN; Bir bakışa şehveti,Bir dokunuşa şefkati sığdırır...
KADIN; Bir rujuna bir geceyi, Bir elbiseye bir anıyı, Bir şarkıya hıçkırıklarını sığdırır...

Yaşattığın güzel anlar da var tabi Ama ne yalan söyleyeyim, hepsi Ölmüş birinin doğum günü gibi...

Yaşattığın güzel anlar da var tabi
Ama ne yalan söyleyeyim, hepsi
Ölmüş birinin doğum günü gibi...

Herkesi Dost Sanıp da Açarsan Yüreğini, Düşmana Gerek Kalmaz Yaparlar Gereğini!..

Herkesi Dost Sanıp da Açarsan Yüreğini,
Düşmana Gerek Kalmaz Yaparlar Gereğini!..

Ne diyorduk; “İçi dışından yorgun olanlara değmeyin…”


Ne diyorduk;
“İçi dışından yorgun olanlara değmeyin…”

Küçük iskender

Hanife Teyzenin Acı Hikayesi!

Komşumuz Hanife teyze var. 8 aydır konuya komşuya "bayat ekmeğiniz varmı? Varsa verin kuşlar cama geliyor ıslayıp veriyorum" diyordu.. Çok da zayıflamıştı. Kiracıydı. "çok ucuza oturuyorum diye rutubetini çekiyorum" diyordu.. Eşinden dul maaşı alıyordu. Gülen, şaka yapan Hanife teyze gitmiş, yerine suskun düşünceli Hanife teyze gelmişti.. Annem dolma yapmıştı. Bir tabak dolma uzatarak; "Hadi götür Hanife teyzene de sıcak sıcak yesin" dedi..
Hanife teyzenin zilini çaldım..75 yaşındaydı.. Yavaş yavaş gelerek; "Kim o?" dedi.. "Ben Zeynep Hanife teyze" dedim.. "Tamam açıyorum kızım" dedi.. "Annem dolma yolladı" dedim.. Elimden aldı, yüzüme baktı, yutkundu .. "Allah razı olsun. Ben de yemek yiyecektim.. Şimdi yerim" dedi. "Hanife teyze annem tabağı istedi" Hanife teyze kapıyı kapatmayı bıraktı mutfağa yöneldi.. İçeriye baktım. Oturma odası karanlıktı. Işığı yaktım. Masanın üstünde bir bardak su ve ıslatılmış ekmekler tabağa doğranmıştı.. Hemen kapının önüne çıktım.. Hanife teyze tabağı uzattı. "İki cihanda aziz olun evladım" dedi. "Sağ ol" dedim...
Eve geldiğimde annem "Ne o ne oldu? Suratından düşen bin parça" dedi. "Anne, Hanife teyze tabağa bayat ekmekleri doğranmıştı yiyordu" dedim. "Olur mu kızım? Baban da emekli, O da eşinden emekli maaşı baban kadar alıyor. Sen yanlış görmüşsündür, kuşlar içindir o. Biz geçiniyorsak ki 3 kişiyiz, O tek başına hayli hayli geçinir."
Ertesi akşam anneme ne pişirdiğini sordum, etli kuru fasülye olduğunu öğrendim. İçimi bir kurt kemiriyordu.. Akşam yemeğine oturmadan "Anne Hanife teyzeye de bir tabak götüreyim mi? Annem; "Kuru fasülye birtanem. Götür de, güzel bir şey değil" "Olsun hadi ver götüreyim" Sıcak tabağı elime aldım. Hanife teyzenin sesi: "Kim o?" "Ben Zeynep" Kapıyı açtı gülümseyerek, yüzüme baktı. "Annem kuru fasülye yolladı bilmem sever misiniz?" "Nimeti ayırt etmem tabii ki severim. Allah razı olsun" "Ha unutmadan annem tabağı istiyor" Hanife teyze mutfak yoluna yönelir yönelmez, ben doğru içeri.. Masanın üstünde bir bardak su, ıslak ekmeklerin konduğu yarısı yenmiş tabak ve annemin bir gün önce verdiği dolmadan 4 tane.. Soracaktım, sormalıydım. İçim içimi kemiriyordu..
Hanife teyze beni kapıda göremeyince içeriye yanıma geldi.. Sanki "Sor" der gibi yüzüme bakıyordu ve sordum. "Bu ıslak ekmekleri sen mi yiyorsun? Hani kuşlara verecektin?" Buğulu mavi gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Üzmüş müydüm anlayamadım daha 15 yaşındaydım.. ama ağlatmıştım.. "Evet ben yiyorum canım kızım.. Benim bir oğlum birde kızım var. Burada değiller. Başka il'deler. İkisi de çalışıyor.. Araba alacaklarmış.. Bana kredi çektirdiler. Aldığım para ancak kiraya elektrik ve suya gidiyor. Üç beş kuruş ya kalıyor ya kalmıyor elimde. Ben de ekmek isteyemedim. Kol kırılır yen içinde kalır. Böyle biliriz. 3 yıl böyle idare edeceğim. kimseye söyleme e mi" dedi.. Bu sefer benim gözlerim yaşardı ..
Tabağı aldım, kapıdan çıkarken arkamdan "Kimseye söyleme güzel kız" diye bagrıyordu. Eve geldiğimde bağıra bağıra ağlıyordum. Annem şaşırmış, "Ne oldu kızım biri bir şey mi söyledi?" dedi. Olanı anneme anlattım, o da çok üzüldü.
Böyle vicdansız evlat olmayacağım anneciğim" dedim. 3 yıl boyunca tüm mahalle Hanife teyzeye kimimiz sabah kahvaltılıkları götürüyor, kimimiz öğlen yemekleri kimimizse akşam yemekleri..
2 ay önce kaybettik.. Hastayken okul çıkışı yanına uğramıştım. Bana; " İyi kalpli meleğim sen mi geldin? Şükür borç bitti" dedi. "Artık rahat edersin hanife teyzem" dedim. "Evet senin sayende sıkıntısız ekmek düşünmeden 3 yıl geçti. Rabbim seni korusun" dedi. 2 gün sonra vefat etmiş. Çok üzüldüm. Bizim halkımız dilenemez...
ana babalarınızı düşünün hey gidi evlatlar, hey gidi vefasızlar. araba da neymiş, ev de neymiş aaaahhh ahh!

Fakirin Yemek Bulmak İçin Metrelerce Yürüdüğü, Zenginin Yemeği Sindirmek İçin Metrelerce Yürüdüğü Tuhaf Bir Dünya Burası !

Fakirin Yemek Bulmak İçin Metrelerce Yürüdüğü,
Zenginin Yemeği Sindirmek İçin Metrelerce Yürüdüğü
Tuhaf Bir Dünya Burası

 


Lütfen herkes fitresini zekatını, oruç tutamayanlar oruç fidyesini en yakınındaki fakirlere versin. Ben böyle fotoğraflar görmek istemiyorum. İçim acıyor

Yoksulluğu anladık da, Sevmek" neden kıt kanaat ?. .

Yoksulluğu anladık da,
Sevmek" neden kıt kanaat ?. .
Yoksa yürekler mi yoksul,
kimler biçmiş Aşk' a fiyat ! . .
Hz.Mevlana...

Maşallah !

Maşallah !
Allah gözden nazardan saklasın inşallah...

Kırkbir 41 Kere Maşallah Resimli

Resimli kırk bir kere maşallah
41 kere maşallah !..

Kazanan Hep "Mazeret" Olur!

"İnsan fırsatların gelmesini bekler, fırsatlar da insanın gelmesini...!
Fırsatlar bekler, insanlar bekler; kazanan hep mazeret olur."

Ok Ancak Geri Çekerek Atılır!

Ok Ancak Geri Çekerek Atılır!
Hayat seni zorluklarıyla geri çekiyorsa,
Seni daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir.
Nişan almaya devam et.!

Fırın Yağları Nasıl Temizlenir Püf Noktası !..

 Fırın Yağları Nasıl Temizlenir Püf Noktası !..

Fırın yağı nasıl temizlenir diyorsanız, fırında biriken yağlardan kurtulmanın yolunu arıyorsanız bu yöntem tam size göre.Hayatımızın bir çok alanında kullandığımız karbonat ile hazırlayacağımız deterjan sayesinde fırındaki yağlardan kurtulabilirsiniz. Marketlerde satılan kimyasal maddelerin yerine doğal olarak hazırlayacağınız bu karışımı, ocaktaki yağ lekeleri için de kullanabilirsiniz.
Karbonat ile fırın yağlarını çözmek için karışım

Malzemeler
1 su bardağı su
1/3 su bardağı sirke
1/3 su bardağı tuz
Yarım su bardağı karbonat

Hazırlanışı ve Uygulanışı
Tüm malzemeleri uygun bir kabın içerisinde karıştırın. Yağlı bölgeye; bu bölge fırın dışında yağ tutmuş bölgeler de olabilir, diş macunu yardımıyla iyice dağıtın. Sürdüğünüz karışımı 2 dakika bekletin, yağların kabardığını göreceksiniz. Ilık su ve bez yardımıyla yağlı bölgeyi temizleyin. Karbonatlı karışım ile yağ lekelerinden kurtulmanın ne kadar da kolay olduğunu görünce oldukça şaşıracaksınız.

Patlıcan közlemenin püf noktaları

Patlıcan ocakta nasıl közlenir. Bayanlar çok sevdiğimiz patlıcan közlemesini ocakta pratik bir şekilde nasıl yaparız?

Közlenmiş patlıcanı muhakkak ateş üstünde yapılması gerekiyor. Fırında veya yağda asla olmaz. 
Fırında yaparsak ne olur?
Patlıcan fırında közlenirse kararır ve renk istediğiniz renk olmaz
Yağda közlenirse ne olur?
Patlıcan yağda közlenilirse yağı çeker ve istenilen lezzet yakalanamaz
Patlıcan közlemenin püf noktaları
- Patlıcanlar bıçak yardımı ile delinerek içerisindeki suyun buharlaşması sağlanmalı

- Patlıcanların dış kısmı kuruyana kadar ve çıtır olana kadar değil yumuşayana kadar pişirilmeli.
- Közlenen patlıcanlar streç film ile kapatmak soyulmalarını kolaylaştıracaktır.
- Közlenen patlıcanlar su ile kesinlikle yıkanmamalı. Aksi taktirde patlıcanın köz tadı kaybolacaktır.

Balık kokusu nasıl geçer

Balıklara dokundunuz yada evde balık pişirdiniz ancak balık kokusu elinize geçti. Balık kokusu pekde hoşlanmadığımıoz bir koku ancak balık kokusunu geçirmeninde bir pratik yolu var.

Sıcak çay ile ovulan ellerde balık veya soğan gibi istenmeyen kokular anından yok oluyor
Ayrıca limon kolonyası avucunuza doldurup bir süre beklettikten sonra ellerinizi sabunlu su ile yıkarsanız balık kokusundan kurtulabilirsiniz.
Bir diğer yöntem ise metal kaşık. Elde sabun gibi gezdirilerek soğuk su altında bekletilen metal kaşık sayesinde özellik soğan ve balık kokusunu elinizden çıkarabilirsiniz.

YALNIZLIK

Çekildim kabuğuma burdan bakıyorum dünyaya, çok şey kaçırdığımı sanmıyorum, duymadığım fazladan üç beş yalandan başka!
Tuttum dilimin ucundakileri, yuttum söylemek istediklerimi, sustum; anlatmak istediklerimin öğrendiğimde dinlenmediğini!
Yalnızdım, d
iğer elimi tutacak sadece diğer elimdi,
Ve yanımda yürüyen bir tek kendi gölgemdi üzüldüm belki ama olsun; en azından acıda olsa bir şeyler gerçekti!
Çekildim bir kenara, bir dünya kurdum bir başıma; belki yalnızım ama en azından tebessümlerine güvenip yola çıktığım ve o yolu tamamlayamadığım insanlar yok yanımda!
Unutmak istediklerim var; yaşadıklarım, yaşamamış olmak istediğim geride bıraktıklarım!
Ne kadar da acı, çok sevdiklerimin olması pişmanlığım!
Başımı alıp gidesim var uzaklara!
Bir merhaba diyecek kadar bile beni tanımayan insanların arasına!
Hem öyle toplamadan ne valiz ne çanta, zaten yanıma almak istediklerim değil bırakmak istediklerim var arkamda!

"Öyle insanlar tanıdım ki; arpaya katsan at yemez, kepeğe katsan it yemez."

Ne de güzel söylemiş, peygamberimizin damadı Hz. Ali:
- "Öyle insanlar tanıdım ki; arpaya katsan at yemez, kepeğe katsan it yemez."

Patates kızartmanın pratik yolu

Mutfakta püf noktalar. Her pzar sabahı kahvaltı keyfinde olmazsa olmazımız patates kızartmaları herkesin severek yediği patates kızartması kolaylıkla  nasıl yapılır en kolay ve pratik patates kızartması ve püf noktası...


Evveldi Güzeldi!..

Yan yanayken saate bakmanın ayıp olduğu zamanlardı.. Evveldi. Güzeldi..
Karşılıklı oturdun mu masaya, bir gözlere bir de uzaklara bakılırdı, eski yad edilirken. Ellerde telefonlar yoktu..
Çocuktuk. Büyükler, eski günleri konuşurken uyuyakalmak diye bir şey vardı.
Sevmeler sessiz ve sebepsizdi. Ne gösterişe gelir, ne nedenlere sığardı. Her şeyden önce samimiyet gelirdi..

Sevda sırdı. Söylenmezdi. Sevilenin adına türküler yakılır ama onun ardından kimseye yakınılmazdı. Evveldi. Güzeldi..
Eşyalar pahası ile değil, hatırası ile kıymetlenirdi. İnsanlar aldıkları ile değil, verdikleriyle değer ifade ederdi.
Sahi utanmak diye bir şey vardı. Güzeldi. Yüzsüzlük, profesyonellik adı altında prim yapmıyordu..
Dert çekmenin bile bir adabı vardı. Gönlün yükü, gözlerden anlaşılırdı.Gönülden geçen ile dilden dökülenin arası böylesine uzak, böylesine hoyrat değildi.
Biz bu içimizdeki uçurumları ve kalpler arasındaki mesafeleri sonradan icat ettik. Henüz yenilmemiştik kendimize..
Mutluluklar fotoğraf karelerinden ibaret değildi. Mutlu edilmek isteği hastalıklı bir hal almamıştı.
Eşyalar değil, insanlar ağırlanırdı evlerde ve kalplerde. Henüz bu kadar yalnız değildik.
Evveldi. Güzeldi. Başkalarınca beğenilmek her şeyden önemli değildi... Nice hayırlı Cumalar olsun. Kalplerde eşyalar değil, insanlar olsun..

TAŞLARI BAĞLAMIŞLAR KÖPEKLER SERBEST

Taşları bağlamışlar köpekler serbest 
Eşkıya düze inmiş yiğitler derbest
İmama kizipta bozmayız abdest 
Gün gelir de bu hesap sorulur elbet..

Ağlama Değmez Hayat Bu Göz Yaşlarına...

Ağlama Değmez Hayat Bu Göz Yaşlarına...

Ben Leylayı, Mecnunu Ferhatı Aslıyı Keremi Bilmem Ama Uykum Geldimi Yatağımı İki Gözüm Kapalı Bulabilirim...

Ben Leylayı, Mecnunu Ferhatı Aslıyı Keremi Bilmem Ama
Uykum Geldimi Yatağımı İki Gözüm Kapalı Bulabilirim...

Vefa istanbul da bozacımı ? İstanbulda bir semt mi ? Yoksa...........

Vefa;
İstanbul’da bir semt adıymış meğer
vefasızlar sarmışken etrafı,

vefalılar cezalandırılıyorlarmış meğer
zor günlerde yalnız bırakanlar
şaşaalı günlerde yanımızda oluyorlarmış meğer
acılı günlerde terkedip gidenler
bir mektubu çok görenler
şimdi etrafta cirit atıyorlarmış meğer
ben yoruldum artık insanlardan
yalanlardan, dolanlardan
ben yoruldum artık bu dünyadan
olanlardan, savaşlardan
çekiliyorum artık çevrenizden
vefasızlar sarmış etrafı
vefalı olarak ben, çok gelirim sizlere.
ne işim var vefasız insanların yanında?
ne işiniz var vefasız insanların yanında?
çok mu mutlusunuz birlikte?
iyi ya meydan sizlerin o halde
bana ”elveda” demek düşer yine
sahte insanların sahte sözleri beni kandırmıyor artık
çocukluk yaşlarımızı, çok gerilerde bıraktık
yoruldum, yoruldum, yoruldum, hastalandım
kalplerimizde kırık dökük anılar bıraktık
her birimiz yaptıklarımızda belki kendimizce haklıydık
ama kırılan gönül tamir olmuyor bir türlü
her defasında bana yeni aldanışlar yaşatıldığında
yoruldum, yoruldum, yoruldum, hastalandım
çocukluk yıllarımı çok gerilerde bıraktım
yüreğim de aynen bedenim gibi yara bere içinde
midem, yapılanları hazmedemiyor bir türlü
bana ” elveda ” demek düşer yine.

Sınanmayacak bir şey varsa eğer o da bir "annenin" cesaretidir!

Sınanmayacak bir şey varsa eğer o da bir "annenin" cesaretidir!

NASİP!..

Zira herşey nasiptir.
Nasibin özünde delice bir gayret,
Bir miktar da hakediş vardır...

Nasibinin peşinde bir ömrü harcar da insan,
Nasibinden başkasını nasip etmez yaradan....

Burası Dünya!

Burası Dünya,
Ne de çok kıymetlendirdik.
Oysa bir tarla idi ekip biçip gidecektik

Dostluk; paylaşmayı bilenler için vardır...


Hayat; yaşamayı,
Mutluluk; gülümsemeyi,
Sevgi; hak etmeyi,
Vefa; hatırlamayı,
Dostluk; paylaşmayı bilenler için vardır...

Yolunuza da, solunuza da hep bahar yüzlü ve sıcacık yürekli insanlar çıksın inşallah..

İnsanlar da mevsimler gibidir. Kimileri bir bahar toprağı gibi örter üstünüzü, kimi bir yaz güneşi gibi ısıtır içinizi. Kimi bir sonbahar gibi yaprak döktürür size, kimileri ise bir kış gecesi gibi ayazda bırakır, hayattan soğutur sizi. Yolunuza da, solunuza da hep bahar yüzlü ve sıcacık yürekli insanlar çıksın inşallah..

Napcam ben yaaa!...

Oyursam sıkılıyorum,
Gezsem yoruluyorum,
Hiç bişey yapmasam başım ağrıyor,
Hayat çok zor çooookkk....

Bilinmedik bir hüzün var içimde, bir gariplik. Anladım ki, ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik.... [Can Yücel]”

Bilinmedik bir hüzün var içimde, bir gariplik. Anladım ki, ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik.... [Can Yücel]”

Hayallerim yok benim!!!

Boş verdiklerim var benim . Artık vazgeçtiklerim . ''Olmazsa olmaz '' dediklerimin , Olmayabileceğini de öğrendim . ''Neyse . . . '' dediklerim var benim. ''Sağlık olsun. '' deyip geçtiklerim. Hem ben artık , eski ben de değilim ! Hayallerim yok benim ve ''Şöyle olsa ne güzel olur ! '' dediklerim . . . '' Hayırlısı olsun ! '' demeyi öğrendiğim gün, hayallerimden vazgeçtim...

Küçük kız elinde iki elma tutuyormuş...

Küçük kız elinde iki elma tutuyormuş. Annesi yanına gelmiş, yumuşak bir ses tonuyla, Kızına gülümseyerek : "Hayatım elmalardan bir tanesini bana verir misin ?" diye sormuş. Küçük kız bir an annesine bakmış, ardından elmalardan birini hızlıca ısırıvermiş, hemen ardından diğerini... Annesi her ne kadar gülümsemeye çalışsa da, yaşadığı hayal kırıklığı, yüzünden okunuyormuş. Bu bencilliği kızına yakıştıramayan annesi tam konuşmasını yapmaya hazırlanırken; küçük kız ısırdığı iki elmadan birisini annesine uzatmış ve ; "Al anneciğim,bu elma daha tatlı,sen bunu ye" demiş.....
Bazen ilk algılama hoşumuza gitmeyecek gibi olsa da sonrasını da görmek lazım...Ön yargısız günler...!!

KENDİMDEN ÖZÜR DİLERİM...

KENDİMDEN ÖZÜR diliyorum...
Yaşadığım süre boyunca hep MERHAMETİMİN
arkasından yürüdüm, beklentilerimi arkada BIRAKTIM.
Kimseden bir şey BEKLEMEDİM, doğrusu bu sanıyordum çünkü. Yaşadıklarımı, yaşayamadıklarımı İÇİMDE sakladım,
SUSTUM, bastırdım, olsun dedim İNSANLIK ben de kalsın.
Verdim, hep VERDİM karşılığını alıp alamadığıma BAKMADAN,
aslında güçlü olmak değildi istediğim,
ama olmak ZORUNDAYDIM ve oldum......
Kendimi hep ERTELEDİM. Kimsenin beni
anlamadığını bildiğim halde hayatıma girenleri bana
verilmiş KUTSAL bir görev olarak gördüm...
Herkesi mutlu etmek zorundayım ZANNETTİM.
Benim de mutlu olmam gerektiğini UNUTMUŞUM...
Görevim neyse en iyisini yapmalıydım ki VİCDANIM rahat etmeliydi.
Birilerinin de bana karşı GÖREVLERİ olduğunu hiçe saymışım oysa...
NE YAZIK Kİ; Karşımdakilerin EKSİKLERİNİ tamamlamaya çalışırken, onların HATALARINI görmeye vaktim kalmamış SANKİ...
Beni ÜZMELERİNE bakmadan, karşılığında ne ALDIĞIMA, ne hissettiğime ALDIRIŞ etmeden hep VERDİM..
Kendimi nasıl da UNUTMUŞUM... Unutturmuşlar aslında....
PARAMPARÇA olmuş KALBİME, doğruları söylemeye çalışan BEYNİME, mutsuz YÜZÜME hep SUS dedim. Sen SUS..!
Kendime HAKSIZLIK ettim, kimseye etmediğim kadar.

KENDİMDEN ÖZÜR DİLERİM...🐞

Karşılıksız sevmenin adıdır "ANNE"

Canından çok sevecek birini ararsan hemen eve koş, annen kapıda bekler. Garibim anneler hep bekler...
Evde bekler, yemeğin başında bekler, kocadan gün yüzü bekler, evlattan hayır bekler, çamaşır asar kurumasını bekler, ömür dediği gelir geçer ama o hep bekler. Ama ömrünü adarken sevdiklerine, tek bişey beklemez.: "karşılık"
Karşılıksız sevmenin adıdır "ANNE"
Kıymetini bilin analarınızın, giden geri gelmiyor

Herkes birgün yaşamalı... verdiği kadar mutluluğu ve bıraktığı kadar acıyı.!

Herkes yaşattığını birgün yaşamalı... verdiği kadar mutluluğu ve bıraktığı kadar acıyı.!

Oğlan Bendeyken Seni Hiç Aramadı...

Kayınvalidem oğluma bir hafta baktı.
Oğlan bendeyken seni hiç aramadı dedi..
Ben de;
      Senin oğlan da bendeyken seni hiç aramıyor.. erkek milleti işte dedim :)

Ayak Kokusu Ayakkabıdaki Kötü Kokular Nasıl Giderilir Püf Noktaları!..

Asker botu uzun süre giymek zorunda kalanlar için en ideal çözüm...
Ayakkabıda oluşan kokular mikroorganizmaların yaşamsal faaliyetleri sonrası bıraktıkları kimyasal maddelerden kaynaklanıyor.
Bu bakterilerin ölmesini sağlarsanız, koku problemini çözmüş olursunuz.
Denenmesi gereken çözümler (kolaydan zora doğru):
- botları uzunca bir süre havalandırmak. bu sayede hem bakterilerin yaşaması için gereken nemli ortamı yok etmiş olursunuz, hem de oksijen ile temas sonucu bakterileri türlerinin geneli ölmüş olur.

Püf Noktaları
ikinci öneri: eczaneden temin edebileceğiniz etil alkol, yada yüksek alkol içerikli bir kolonya ile botun iç kısmını temizleyerek bu bakterileri yok edebilirsiniz.

Püf Noktaları
bir şekilde botun içinde yuvalanmış bakterileri öldürdükten sonra dikkat etmeniz gereken PÜF NOKTASI şudur: botun içindeki bakteriler çorabınıza ve ayaklarınıza da geçtiği için, botu yukarıdaki yöntemlerden biriyle arındırdıktan sonra mutlaka son kullandığınız çorabı ve ayaklarınızı da aynı işlemlere tabi tutmanız gerekir.

Püf Noktaları

bu bakteriler çoğu kez zararlı değildir, ancak oksijensiz kaldıkları zaman kötü kokulu kimyasallar salgılarlar. eğer mümkünse en az iki çift bot kullanın, birini giyerken diğerini balkon gibi bir yerde havalandırın. kapalı dolaplarda ve nemli ortamlarda saklanan ayakkabılarda bu bakteriler faaliyetlerine devam edebilirler.



isyan sözleri,hayata isyan sözleri facebook

isyan sözleri,hayata isyan sözleri facebookm 

Madem hatrı yok bunca senenin,Namı namert olsun!!!Geri dönenin... 
Kimseye cok bağlanma unutma tabut tek kişilik..

Ne hoşçakal ne mutlu kal,İşte aynen benim gibi Çaresiz ve Yalnız kal..

Hani bir hayaldi ya bırak öyle kalsın.


  • Körebe oynamak gibiydi aşk Hepimiz kördük ebemizi gördük..


Allaha sitem etme günahkar olursun her güzele gönül verme isyankar olursun

Zamanı geldiğinde ölecek olan benim. Bırakın hayatımı istediğim gibi yaşayayım.




İlk defa susuyorum sessizce. Oysa seni içime bağıra bağıra yazmıştım.

Ne zaman doğru yapsam kimse hatırlamaz, ne zaman yanlış yapsam, kimse unutmaz! Ne güzel dünya bee!

Madem ayrılığa hüküm giymiş bu yürek ; O zaman ölmek için yaşamak gerek !!!

Çaresizliğimden başka hiçbir kabahatim yok benim.

Bazen yorulursun, nefes almaya bile...

Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen; Değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın!

Ben keder üretir dert yaratırım aleme ibrettir herbir sattırım kırk yılın başında halim hatrım sorulsa ne yazar sorulmasa ne !!!

Bilgeye sormuşlar: İnsan nasıl sabreder? diye... Bilge ne cevap vermiş bir bakalım!

Bilgeye sormuşlar:
- İnsan nasıl sabreder? diye...
Demiş ki:
- Unutursun sabredersin, bu en güzelidir.
Kabul edersin sabredersin, bu en doğrusudur.
Vazgeçersin sabredersin, bu en zorudur.
Bir de işini Allah'a havale eder sabredersin, işte bu en yücesidir.

Susmak İyi Terbiye Eder Bazılarını !

Yerini bilmeyene,
Halden anlamayana,
İşine geldiği gibi hareket edene sesinizi ve kalbinizi ziyan etmeyin.
Susmak iyi terbiye eder bazılarını...!!!

Pürüzsüz bir cilt için kesin çözüm!

Pürüzsüz bir cilt için şeftaliyi ezin, balla karıştırarak yüzünüze sürün, onbeş dakika beklettikten sonra ılık suyla durulayın.

Kader Satılmıyor ki, İyisini Alalım!

Kader Satılmıyor ki, İyisini Alalım!

Arkamdan Konuşanlar!

Arkamdan Kurt Gibi Olupta,
Karşımda İt Gibi Duranlar Bende Size Göre Kemik Yok!

Bir Kere Elimi Ayağımı Çektim mi, Bir Daha Feriştahı Gelse Umrumda Olmaz!

Yemin Ediyorum;
Bir Kere Elimi Ayağımı Çektim mi,
Bir Daha Feriştahı Gelse Umrumda Olmaz!

Bitkileriniz, çiçekleriniz cansız mı, cılız mı, çözümü var!




Bitkileriniz, çiçekleriniz cansız mı, cılız mı, çözümü var:
Hamsi zamanında aldığınız hamsilerden birer parça bitkilerinizin toprağına gömün. Bir süre sonra bitkilerinizin nasıl canlandığını farkedeceksiniz ...