Atom (Hidrojen) Bombasını nedir ve kim buldu?


Atom (Hidrojen) Bombasını kim buldu?

hidrojen bombasi

Hidrojen bombası (veya termonükleer bomba / füzyon bombası) nın icadı, gelişimi ve tarihini bazı bölümler halinde incelemekte fayda bulunmaktadır. Hidrojen bombasının baş mimarı Dr. Edward Teller olduğu genel ve bilinen bir gerçektir. Patlatılan ilk Hidrojen bombası  1 Kasım 1952’de Marshall Adaları’nda bulunan Enewetak’ta patlatıldı.

Teller Ulam Tasarımı

1941 yılında ABD, Atom bombası yapmak üzere Manhattan Projesini başlattı. Projenin bilimsel başkanlığına Robert Oppenheimer, baş fizikçi olarak da Edward Teller getirildi.
Manhattan Projesi başlangıcında, daha küçük bir fisyon ile ateşlenen bir termonükleer füzyon bombası fikri ilk kez Enrico Fermi tarafından projenin baş fizikçisi Edward Teller’e sunuldu. Teller, atom bombasından çok daha etkili ve yıkıcı bir silah olan hidrojen bombası üzerine yoğunlaştı. Manhattan Projesindeki görevlerini ihmal ederek, zamanının çoğunu fizyon bombası tasarım çalışmalarıyla geçirdi. Bu tavrı nedeniye Manhattan projesinin başkanı Robert Oppenheimer ile bir çok fikir ayrılığına düştü.

İlk Hidrojen bombası tasarımı, Stanislaw Ulam ve Edward Teller ile birlikte geliştirildi. Fikir Enrico Fermi tarafından ortaya atılmış olsa bile bu bombaya Teller-Ulam tasarımı adı verildi.

Hidrojen Bombası Deneyleri

9 Mayıs 1951 tarihinde George Greenhouse Operasyonu‘nu kod adıyla temel konsept bomba çok küçük ölçekte test edildi. 225 kiloton’luk bir patlama gerçekleştirildi. Bu deneme, nükleer füzyon enerjisinin ilk başarılı salımı olarak beklentilerin ve Teller – Ulam konseptinin çalıştığını kanıtladı.
1 Kasım 1952’de, Teller-Ulam konfigürasyonu Sosis kod adıyla, Enewetak Atoll adasında “Ivy Mike” atışıyla test edildi. 10.4 megatonluk bir verimle (2. Dünya Savaşında Nagasaki’ye atılan bombadan 500 kat daha güçlü olarak) tam olarak test edildi.
Ivy Mike’in sıvı döteryum yakıtı, konuşlandırılabilir bir silah için uygun değildi ve bir sonraki ilerleme, katı bir lityum deuterid füzyon yakıtı kullanmaktı. 1954’te, “Şato Bravo” atışında (Karides kod adıyla)  15 megatonluk bir patlama test edildi ve bugüne kadar test edilen en büyük ABD bombası idi.
ABD’deki hidrojen bombası tarihinde sonraki aşamalarda boyutlarının azaltılması üzerinde yoğunlaşıldı. Amaç, denizaltılar tarafından taşınabilecek füzelere nükller başlıklar uygulamaktı. 1960’lara gelindiğinde, megatonlarca güce sahip nükleer savaş başlıkları sadece birkaç yüz kilo ağırlığına indi.
1960’da W47 savaş başlığı Polaris denizaltılarına yerleştirildi, megaton sınıfı savaş başlıkları çapı 18 inç (0.5 m) ve ağırlığı 720 pound (320 kg) kadardı.

Diğer Termonükleer Bomba Denemeleri

Sovyetler Birliği 30 Ekim 1961 tarihinde, saatler Greenwich saati ile 8:30’u gösterirken Novaya Zemlya‘da Tsar isimli bomba, 57 megatonluk bir hidrojen bombası denemesinde bulundu. Bu bomba Hiroşima’ya atılan atom bombasından yaklaşık 3.800 kat daha güçlü idi. Oluşturduğu alev topu 965 km (599.624 mil) uzaklıktan gözlenebilmiştir.

Hidrojen Bombası Nedir?

Hidrojen bombası veya füzyon bombası, kontrolsüz termonükleer enerji sağlayabilen yıkıcı nükleer silahlara verilen genel tanımlamadır. Termonükleer silah olarak da adlandırılmaktadır.
Hidrojen bombasının yüksek boyutlardaki patlama gücü, hidrojen atomlarının birleşerek helyum atom yapısına dönüştüğü termonükleer tepkimeden doğar.

Atom Bombasından Farkı Nedir?

Atom bombasındaki tepkime bir çekirdek bölünmesi (fisyon) dir Hidrojen bombası füzyon reaksiyonu esasına dayalıdır. Bir başka deyişle, hidrojen bombasının patlaması bir çekirdek kaynaşması ya da birleşmesidir. Füzyon reaksiyonunu başlatmak için gerekli ateşleme, sıcaklık küçük bir atom bombasını patlatmak suretiyle sağlanır. Ancak reaksiyon çok kısa bir sürede olduğundan, bomba maddesi buharlaştığı için toplam maddenin yalnızca bir kısmı füzyona uğrar. Füzyona uğrayan madde bir uranyum kılıfı içine alınacak olursa, bu iki bakımdan yarar sağlar:
  • Uranyumun ağır bir metal olması ve buharlaşma sıcaklıklığının çok yüksek olması termonükleer enerjinin daha uzun sürmesini sağlar.
  • Füzyondan meydana gelen nötronlar uranyumun fisyonuna sebep olacağından patlamadan açığa çıkacak enerji daha da artmış olur.
Küçük atom bombalarına ihtiyaç duyan hidrojen bombalarına temiz, büyük atom bombalarına ihtiyaç duyanlara ise kirli bomba denir.
Termonükleer reaksiyonlar için gerekli ısının kimyasal patlayıcı maddeler ile sağlanması düşünülmüştür. Bu durumda deklanşör görevini gören atom bombasına gerek kalmayacak ve radyoaktivitesi de ortadan kalkmış olacaktır.
Termonükleer ürünlerden hiçbiri radyoaktif değildir. Sadece trityum zayıf bir radyoaktivite gösterir. O halde hidrojen bombasının radyoaktif etkisi yoktur, ancak bu bombayı ateşlemek için kullanılan atom bombasından gelen etki vardır. Oldukça küçük deklanşör atom bombaları kullanan hidrojen bombalarında bu etki azdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder