Nalan'ı parkta Mert ile öpüşürken gören Ada şaşkındır. Mert Nalan'ın kendisine döneceğinden neredeyse emindir. Çünkü genç kadın çalışmaktan hoşlanmayan iyi giyinmeyi, gezmeyi seven biridir. Parasız kaldığında geleceğini düşünüp kredi kartını kapattırır. Gerçekten de kartı kullanamayınca ve Yusuf da onun ihtiyaçlarını karşılayamayınca Mert ile buluşup ona gider.
Ada ise içi içini yiyip Nalan ile konuşur. Nalan ona Mert'in eski sevgilisi olduğunu, peşini bırakmadığını ve eğer Yusuf'a söylerse adamın başının belaya gireceğini söyler. Ada kıza inanır ve Yusuf'a bu konuyla ilgili bir şey söylemez. Nalan da Yusuf'un sert çıkışının ardından evdekilerden özür dileyip onlara daha iyi davranmaya çalışır.
Nihal; Yıldırım'a Ada'nın eski ortaklarının kızı olabileceğini söyler. Yıldırım geçmişte trafik kazası geçiren kardeşi gibi sevdiği ortağına ölüm döşeğinde verdiği sözü tutmamanın vicdan azabını yaşamaktadır. Ortaklarının geride bıraktığı karısı ve kızına sahip çıkmamışlar, hakkı olan parayı vermemişlerdir. Hatta durumu düzeldiğinde Yıldırım anne kızı çok aramış ama Nihal kocasından habersiz kapısına gelip tedavi için para isteyen Ada'nın annesini eli boş yollamıştır.
Nihal kızı çağırıp ailesiyle ilgili 1-2 soru sorup tahminin doğru olduğundan emin olur. Yıldırım bey Ada'nın yaşadığı yeri merak eder. Bir bahaneyle eve gelirler. Fakirlikleri adamın içini acıtır. Hemen iş yerinde herkese yardım yaptıklarını söyleyip evlerine mobilya alıp yollar. Ardından okumak isteyen kıza eğitim bursu adı altında her ay 3 bin lira yollanması için muhasebeye talimat verir.
Rüzgar Ada'nın isteğini değerlendirip dayısı için doktor bulur. Evden gelip alır. İsmail tabi ki gitmemek, gittiğinde tomografi çektirmemek için elinden geleni yapar. Tabi ki beyninde tümör falan yoktur. Herkes adamın yalan söylediğini anlar. O da eve girebilmek için yalan söylediğini itiraf eder.
İsmail dayı zengin ailenin evlerine gelmesinden; eşya almasından; doktora götürmelerinden Ada ile ilgilendiklerini anlar. Ancak tabi ki Rüzgar'ın Ada'ya aşık olduğunu; aileninde kızı almadan önce evini ailesini görmeye çalıştığını zanneder. Bu İsmail'in çok hoşuna gider
Mustafa köyde kalmak istemez ve İstanbul'a gelip iş kurmaya karar verir. İsmail'in kendisinden aldığı paranın peşine düşer ve eve baskın yapar. Dayısı ve yengesinin üzerine gidilmesini istemediği için parayı çalışıp ödeyeceğini söyler. Evdeki yeni eşyalara; kızın yatağı hariç el koyar. İsmail dayı kahvede tavla oynayıp Mustafa'dan televizyonu kurtarır.
Yusuf evi boyamak için boya ve fırça ile gelir. Ada'nın kartonun üzerinde yattığını görüp hem kızar hem üzülür. Bir spotçudan kıza yatak alır. Eve patronların eşya aldığını öğrenir. Ardından Rüzgar'ın akşam Ada'ya geldiğini beraber arabaya binip geldiğini görüp kıskanır. Rüzgar ise huzur evinden annesinin attığı bir yaşlı adamın parkta yatmasına gönlü razı olmamış; adamı ikna etmesi için Ada'yı alıp götürmüş; yaşlı adamı beraberce ikna edip huzur evine geri götürmüşlerdir.
Yusuf, Fırat, Çiçek ve Ada ile deniz kenarında hafta sonu pikniğe giderler. Herkese iyi gelir. Yusuf içindeki kıskançlığı da aşkı daha fazla bastıramayacağını hisseder. Fırat'ın da gaz vermeleriyle Ada ile konuşmaya gider ama oraya gittiğinde Rüzgar'ın Ada'yı eve bırakmasını görüp kıskanıp kızar. Ertesi sabah kıza ters davranır.
Yıldırım bey muhasebenin Ada'ya eğitim bursunu vermediğini; bunun karısının talimatı olduğunu öğrenip kızar. Ada'ya her şeyi anlatacağını söyleyip evden çıkar. Nihal peşinden gider. Ada sabah otobüs durağındayken Yıldırım bey onu arayıp yerini öğrenip yanına gelir. Ve kıza "Ada aslında senin çok paran var" der. Kız şaşkın kalakalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder