Meryem Ada; annesini küçükken kaybetmiş, babasını ise hiç tanımamış bir kızdır. Annesi yaşadıkları köyden kaçıp İzmir'e gitmiş, orada biriyle beraber olup Meryem Ada'yı dünyaya getirmiştir. Daha sonra hastalanan kadın kızına son bir veda mektubu yazmış ve vefat etmiştir. Büyük anne ve büyük babası çoktan ölmüş kızı, çocuğu olmamış İsmail dayısı almış, büyütmüştür. Evde artıkları yiyen, işleri yapan markette kazandığı parayı dayısına veren Ada, hiç de şikayet etmeden hatta dayısına büyük bir minnet duyarak yaşayıp gitmektedir.
Yusuf bir nakliye firmasında hamal iyi yürekli bir gençtir. Bir bekar evinde kalmaktadır. Plaza da çalışan takım elbiseli yüksek topuklu bir sevgilisi vardır. Derken epey zamandır ortalarda olmayan ev arkadaşı Fırat çıkagelir. Otostop yaparken Ada'nın düşürdüğü annesine ait mektubun bulunduğu cüzdanı bulmuştur. Yusuf şans eseri Fırat'ın eşyaları arasında gördüğü cüzdandaki mektubu okur. Anne sıcaklığı ile küçük kızına hayatta cesur olması için yazılmış satırlar genç adamı derinden etkiler. Nakliye kamyonuna atladığı gibi cüzdanda bulduğu marketin adresine gider.
Ada ise cüzdanı kaybettiği için çok üzgündür ama malesef bu başına gelecekler arasında en hafif olanıdır. Yıllar içinde hastalanan yengesine bakarken Mustafa isimli babası yaşında zengin bir adam tarafından dayısından istendiğini öğrenir. Kumar oynayan, yiğenine hiç değer vermeyen belki de zengin kapısına giderse onun için iyi de olacağını düşünen dayı Mustafa'ya hemen "Tamam" der. Ada karşılığında Mustafa'dan 50bin lira alır ve karşılığında senet imzalar. Evlenildiğinde karşı taraf senedi yırtacaktır. Mustafa; kızı alana kadar İsmail'in tüm isteklerini yerine getirir. Adama karşı tek koruyucusu hasta yengesidir ama O da bu evliliğin kendileri öldükten sonra annesi yüzünden ön yargılı köy halkına karşı savunmasız kalacağını düşündüğü Ada için iyi olacağını düşünmektedir.
Derken Yusuf köye gelir. Yolda kamyonu bozulur. Tamir edilmesini beklemeye başlar. Ada ile karşılaşıp cüzdanı ve mektubu verir. Kızın içinde bulunduğu durumu öğrenip etkilenir. Ada'ya yardım etmek isteyerek olayları sorgulamasını sağlamaya çalışır. Ada ilk başta kaçmak istemese de onu İstanbullu dediği Yusuf'la gören Mustafa ve dayısının hışmından korkup evden ayakkabısını bile giyemeden kaçar. Yola çıktığında Yusuf ile karşılaşır ve çocuğun yardım elini geri çeviremez. Beraberce İstanbul'a doğru yola çıkarlar.
Yusuf ise Ada arabasına binmeden önce Mustafa ve adamları tarafından benzincide sıkıştırılmıştır. Mustafa'nın eline aldığı demir çubuğu alır ve kendisini savunmak için adama vurur. mustafa yere düşünce korkup panikleyip kaçar. Olayı korkmaması için Ada'ya anlatmaz. Yusuf; İstanbul da kızı ayakkabı seçsin diye bıraktığı yerde polislerin durdurulması ile yakalanır. Mustafa'nın şikayeti ile plakasına yakalama kararı koydurulmuştur. Ada'ya nereye gittiğini söyleyemeden derdest edilip götürülür. Yusuf'un aklı Ada'da kalırken kız ise ayakkabısı bile olmadan koskoca İstanbul da yalnız kaldığını fark eder. İstanbullu dediği adamın nerede olduğunu merak eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder