Bu bölüm Cesur annesini kaybettiği için üzgün ve öfkelidir. Çektiği acıyla Sühan'ı terk etmiştir. Korludağ'dan uzaklaşmış Amerika'ya gitmiş; 45 gün ortalarda görünmemiştir. Rıfat abisi onu karşılaya gelir. Cesur önce aile mezarlıklarına ardından hapishanedeki Rıza ile konuşmaya gider. 20 yıl önce olanları konuşurlar. Rıza Tahsin beye öfkesi ile Cesur'u Tahsin beye karşı doldurur.
Sühan ise hem gerçeğin peşinde hem de Cesur'u kaybetmemenin peşindedir. Korludağ malikanesinde abisiyle yaşamaktadır. Tahsin bey ise hapistedir. Tahsin hapiste hayatta kalmaya çalışırken Tahsin Mihriban'a mektup yazıp onu neden nikah masasında bıraktığını söyleyeceğini söyler. Adalet Tahsin'i hapiste ziyarete gittiğinde Cesur'un döndüğünü söyler.
O gün Korludağ da panayır vardır. Adalet hapisteki kocasına yiyecek hazırlarken diğerleri panayırda yapacakları konuşmayı ayarlar. Sühan panayırda Cesur'un arabasını görüp onu bulmaya çalışır. Cesur annesinin öldüğü binaya gelir ama Sühan orayı yıktırıp otopark yaptırmaya çalışmaktadır. Sühan ve Cesur'un yolları bir kez daha kesişir. Cesur atla gezerken Sühan ona çarpmamak için direksiyonu kırar. Arabasını ve başını çarpar. Cesur onu eve götürüp tedavi eder. Orada konuşurlar. Aşkları fazla olsa da sorunları çok fazladır. Cesur'un öfkesi gerçekleri görmesine engeldir.
Savcı Korludağ malikanesine gelip gönderilen mektupların Tahsin beyin ofindeki kalem ve kağıtlarla yazıldığı ortaya çıkmış. İkinci mahkeme günü gelir. Tanıklar dinlenir. Cesur kadını ittiğini görmediğini söyler. Tahsin bey tutuksuz yargılanmak üzere bırakılır. Cesur ise Tahsin beyi panayırdan kaçırır ve babasının yaralı halde arabayla uçuruma atıldığı yere götürür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder