Ozan'ın belindeki silahı gören ve kumar oynadığını öğrenen Cihan oğlu ile tartışır. Ozan kapıyı çekip çıkar. Onu bir türlü bulamayan Cihan en sonunda oğlunu polise ihbar eder. Arabası çevrilir ve Ozan içeri alınır. Arabada bulunan silahın baristik incelemesi çıkana kadar çocuğu bırakmazlar. Cihan artık çok yorulmuştur. Yalıya gidip Dilara ile dertleşecek iken uyuyakalır. Sabah Cansu ve Dilara ile kahvaltı yaparlar. Dilara'ya Asu'yu işe aldığını ve sebebini söyler. Hazal da Asu'yu restaurantta görünce şok olup annesine gider O da durumu anlatır.
Nezaretten çıkan ve babasının kendisini ihbar etmesiyle daha da kızdın olan Ozan şirkete gidip istifa eder. Arabasını kartlarını ve hatta telefonunu da bırakır. Cihan'a "Sen benim babam değilsin" der. Cihan da bu laf üzerine kaldır oteldeki dairesine girişini iptal ettirir. Özkan'a gideceğini tahmin eden Cihan "Oğluma sahip çık. Gözün üzerinde olsun" der. Özkan da gerçekten kendisine gelen çocuğu evine götürüp misafir eder.
Asu çalışıyor olmaktan en mutsuz haliyle Damir ile buluşur. Damir ona Hazal ile ikisinin resimleri çekenin o olduğunu bildiğini söyler. Asu da Damir'e kendisini oraya Azra'nın gönderdiğini söyleyince Damir kızın görevini alçaltır ve sağ kolu olma işini başka birine verir. Asu'ya da restaurantta duyduklarını kendisine bildirmesi için tehdit eder. Bu arada Damir Hazal'a kızın kocaman bir tablosunu yaptırtıp hediye eder.
Asu'nun kendi ismini vermesine kızarak kadının kaldığı eve kızgınlıkla giden Azra yeni bir ittifakın doğmasına yol açar. Birleştikleri ortak fikir; Hazal'ın Damir'in hayatında olduğu sürece onların rahat edemeyeceği gerçeği olan iki kadın beraber hareket etmeye karar verirler.
Ozan otelden atılınca otelin telefonundan dedesini arar. Rahmi bey lavabodayken telefonda yazan 'Dark Blue' kelimesinden işkillenen Ekrem bey telefonu açar. Ozan kendisini tanıtınca adam afallar. Rahmi beyin Dilara'nın eski kayınpederi olduğunu öğrenince bir oyuna geldiğini anlar. Zaten gazetecilere röportaj verdiği için yaşadığı pişmanlık daha da büyür
Basın binasına gidip yayını durdurmak istese de gazetecileri bile tanımadığı için içeri bile giremez. Bu sefer Cihan'a gider ve olanları anlatır. Babasının bir kumpas kurduğunu ve röportajı söyler. Yayını durdurmasını söylerken üzüntüden bayılır. Cihan onu kendi gittiği hastaneye götürür. Adamın düzgün ve zengin bir adam olduğunu kanser hastası olduğunu öğrenir.
Akşam babasına gidip durumu sorgular. Babasını evden kovar. Tam o sırada haber televizyondan yayınlanmaya başlamıştır. Cihan Dilara'ya gidip adamın gerçekleri söylemiş olabileceğini; araştırmaları gerektiğini söyler. Rahmi de gidecek yeri olmadığı için Özkanlara gidip orda kalır. Ancak onlara "Torunumu nasıl kovarsın diyip kapıyı vurup çıktım" der
Ertesi gün Harun'un mirası ve vasiyeti açıklanır. Gayrimenkullerini ve bankadaki parasını Dilara ve Alaz'a bırakmıştır. ERG holdingdeki hissesini ise iki ay önce birisine satmıştır. Ozan Gürpınar'a. Bu haberi duyan Cihan ve Dilara şok olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder