Tahsin bey geçen bölümün sonunda hapishaneden gelen mektubu alabilmek için postacının peşinden Alemdaroğlu çiftliğine gitmişti. Bu bölüm postacı kapıyı çalarken adamdan mektubu alır ve kapıyı açan Sühan'la Cesur'a bir şeyler söyleyip gider. Adalet ile beraber mektubu yakıp göle atarlar.
Tahsin beyin suç ortakları açığa alınmıştı. Bir tek abisi ölen emniyet müdürü yanında kalır. Diğerleri beraber görünmememiz lazım der ve giderler. Cesur ve Mihriban kasabalıyı Tahsin bey aleyhinde savcılığa dilekçe vermeleri için hareketlendirir. Adalet ile laf dalaşı yapar. Sühan'ın dükkanında yeniden çalışmaları için onları ikna eder.
Tahsin bey'in yeni planı kasabalı içinde iki karşıt taraf yaratmak bunu da Cesur'un yaptırdığının sanılmasını ister. Maskeli bir kaç adama Sühan'ın da Adalet'in de dükkanlarının camlarını kırdırtır. Kasabalı birbirine düşerken bir taş Tahsin'in kafasına denk gelir. Tam bu esnada Korludağ çiftliğinde Salih birkaç evi yakar ama Alemdaroğlu yakmış gibi slogan atar. Herkes yangın ormana sıçramasın diye uğraşır. Sühan, Şirin, Kemal de yardıma gider.
Korhan geçen bölüm Hülya'yı görüp onu takip etmiş; Cavide ile beraber görmüştü. Yanlarına gittiğinde karısı gene işten sıyrılır. Hülya'yı konuşturmak için karakola götürüp zorlarlar. Kız bunları ona Cesur'un yaptırmış olabileceğini ima eder sonrasında da kaçıp gider. Korhan konuyu Sühan'a anlatsa da sonra hikaye saçma gelir.
Korhan Sühan'a "Eger Cesur seni gerçekten sevse intikamını kenara bırakır" der. Bu arada Nişantaşı'nda ki evde bulunan büyük anne ve büyük baba resminin orada olduğuna dair kanır olan Sühan ve Şirin'in fotoğrafını Cesur savcılığa delil olarak verir. Mihriban da şahitlik yapar. Cesur Sühan'a aldığı yüzüğü sonunda verebilir. Bu arada evlilik sözleşmesini de imzalamıştır.
Sühan Cesur'a "Eger beni gerçekten sevseydin intikamından vaz geçermiydin?" diye sorar. Cesur çok bozulur; gözleri dolar ve "Allahtan gerçekten sevmiyorum" der ve çıkar. Bir kaç gün sonra Sühan bir tatile çıkmak için hazırlanır. Cesur da ona aynı soruyu sorar. "Eger beni gerçekten sevseydin; benim intikamımı almama engel olur muydun?" Sühan'ın cevabı da aynısı olur.
Cesur postacının nenden geldiğini merak eder. Hiç bir şey getirmediğini anlayınca posta haneye gidip soruşturur. Dolaylı yoldan eczanede çalışan kız öğrenir ve Cesur'a "Size hapishaneden mektup gelmiş." der. Hülyanınkinden olacağını zannederler. Banu ile adamla görüşmeye giderler ama adamın hiç bir şeyden haberi yoktur. Dışarı çıktıklarında eski komiseri takip eden Rıfat ile karşılaşırlar. O sırada telefonda konuştuğu Mihriban ona aynı hapishanede "Rıza"nın da yattığını söyleyince Cesur mektubu Rıza'nın yolladığını anlar.
Sühan'ın da asıl kaçma nedeni Korludağ malikanesinde Adalet'in Tahsin'e "Cesur Rıza'yı görmeye hapishaneye gitmiş. Herşeyi öğrenmesine engel ol." dediğini duyar. Bir süre ortadan görünmez ama 14 şubat Sühan'ın doğum günüdür de. Cesur Şirin'in yardımıyla Sühan'a müze de bir yemek hazırlar. Ona kendilerinin olaylarını içeren bir takvim yaptırtmıştır. İki sevgili öpüşür, mutludur.
Diğer tarafta Rıfat eski komiseri takip ederken akşam saati hapisane nakil aracıyla Rıza'nın nakledildiğini görür. Hastane nakil aracını takip eden adamı takip eder. Bir kaza olur. O sırada Rıfat da yaralanır. Cesur'un telefonu kapalı olduğundan Banu Sühan'ı arar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder