Tevrat İle İlgili Hadisler

Tevrat İle İlgili HadislerTevrat ile ilgili hadisler, Tevrat hakkındaki hadisler, Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in Tevrat ile ilgili sözleri vb. aramaların cevabını bu sayfamızda bulabilirsiniz.

Tevrat ile ilgili listelediğimiz hadisler Kutub-i Sitte'den seçilmiş, sahih hadislerdir...

Tüm hadis konularını görmek için buraya tıklayınız

Hz. Muhammed (s.a.v)'in Tevrat ile ilgili hadisleri


Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu : Benu İsrail Suresi
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "... Yahudiler: "Bize çok ilim verildi, bize tevrat verildi. Kime tevrat verilmişse ona çok ilim verilmiş demektir" dediler. Bunun üzerine şu ayet indi: "De ki Rabbinin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadarını da katsak, Rabbinin sözleri tükenmeden denizler tükenirdi" (Kehf, 109).
HadisNo : 689


Fasil : HUDUD BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Hadd Tatbik Ettikleri Kimseler
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Yahudiler, Resulullah (sav)`a gelip, kendilerinden bir erkekle kadının zina yaptığınısöylediler. Resulullah (sav) onlara: "Recm hakkında tevrat`ta ne buluyorsunuz?" diye sordu. Onlar: "Teşhir edip rezil ederiz ve dayak atarız" dediler. Abdullah İbnu Selam (ra): "Yalan söylüyorsunuz. Zinanın tevrat`taki cezası recmdir" dedi. Hemen tevrat`ı getirip açtılar, içlerinden (Abdullah İbnu Surya adında) biri elini recm ayetinin üzerine koydu. Sonra, ayetten önceki kısımlardan okumaya başlayıp (kapadığı kısmı atlayarak arka kısmını okumaya devam etti. Abdullah İbnu Selam (ra) müdahale edip: "Kaldır elini!" dedi. Adam elini çekti, tam orada recm ayeti mevcut idi. Bunun üzerine: "Ey Muhammed, Abdullah doğru söyledi. tevrat`ta recm ayeti mevcuttur!" dediler. Resulullah (sav) derhal o iki zaninin recmedilmesini emretti ve recmedildiler." İbnu Ömer (ra) der ki: "Erkeğin, atılan taşlara karşı korumak için, kadının üzerine eğildiğini gördüm."
HadisNo : 1613


Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Alametleri
Ravi : Ata İbnu Yesar
Hadis : Abdullah İbnu Amr İbni`l-As (ra)`a rastladım ve: "Resulullah (sav)`ın tevrat`ta zikredilen vasıflarını bana söyle" dedim. Bunun üzerine hemen: "Pekala dedi ve devam etti: Allah`a yemin olsun! O, Kur`an`da geçen bazı sıfatlarıyla tevrat`ta da mevsuftur (ve şöyle denmiştir): "Ey Peygamber, biz seni insanlara şahid, müjdeleyici ve korkutucu (Ahzab 45) ve ümmiler için de koruyucu olarak gönderdik. Sen benim kulum ve elçimsin. Ben seni mütevekkil diye tesmiye ettim. O, ne katı kalpli, ne de kaba biri değildir. Çarşı pazarda rastgele bağırıp çağırmaz. Kötülüğü kötülükle kaldırmaz, bilakis affeder, bağışlar. Allah, bozulmuş dini onunla tam olarak ikame etmeden onunla kör gözleri, sağır kulakları, paslanmış kalpleri açmadan onun ruhunu kabzetmez."
HadisNo : 5558


Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Alametleri
Ravi : Abdullah İbnu Selam
Hadis : tevrat`ta Hz. Muhammed (sav)`in sıfatı ve İsa ibnu Meryem`in de O`nunla birlikte defnedileceği yazılıdır. Ebu Mevdud el-Medeni der ki: (Resulullah`ın kabrinin bulunduğu) hücrede bir kabir yeri var."
HadisNo : 5559


Fasil : YİYECEKLER BÖLÜMÜ
Konu : Yeme Adabı
Ravi : Selman
Hadis : tevrat`ta okudum: "Yemeğin bereketi, yemekten sonra (el ve ağzı) yıkamadadır" diyordu. Bunu Resulullah (sav)`a söyledim: "Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonraki yıkamalardadır" buyurdular.
HadisNo : 3888


Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
Konu : İslam Ümmetinin Fazileti
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden önce geçen ümmetlere nazaran sizin bekanız, ikindi vakti ile güneşin batması arasındaki müddet gibidir. tevrat ehline tevrat verildi, onlar gün ortasına kadar onunla amel ettiler. Daha fazla devam etmekten aciz kaldılar. Onlara kırat kırat ücretleri verildi. Sonra Ehl`i İncil`e İncil verildi. Onlar da ikindi namazına kadar çalıştılar. O zaman onlar da aciz kaldılar, kırat kırat onlara da ücretleri verildi. Sonra bize Kur`an verildi. Biz güneşin batmasına kadar çalışacağız. Bize ücretimiz ikişer kırat, ikişer kırat verildi. İki kitap mensupları: "Ey Rabbimiz, sen bunlara ikişer kırat, ikişer kırat olarak verdin. Halbuki bize birer kırat, birer kırat vermiştin. Halbuki biz, amel yönüyle onlardan ileriyiz!" dediler. Allah Teala Hazretleri: "Ben ücretlerinizde bir haksızlık yaptım mı?" buyurdu. Onlar "Hayır" dediler. "Öyleyse, bu benim lütfumdur, onu ben dilediğime veririm" buyurdu."
HadisNo : 4507


Fasil : HUDUD BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Hadd Tatbik Ettikleri Kimseler
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Yahudilerden bir kadınla bir erkek zina yaptılar. Birbirlerine: "Bizi şu peygambere götürün. Çünkü bir kısım hafifletmeler getiren bir peygamberdir. Bize recm dışında fetvalar verirse kabul eder, Allah indinde O`nun hükmünü kendimize delil kılarız ve: "Peygamberlerinden bir peygamberin bize verdiği fetvalarda amel ettik, hevamıza uymadık" deriz" dediler. Mescidde ashabıyla birlikte oturmakta olan Hz. Peygamber (sav)`a gelerek: "Ey Ebu`l-Kasım, zina yapan kadın ve erkek hakkında kanaatin nedir?" dediler. O, onlara tek kelime söylemeden Beyt-i Midraslarına geldi. Kapıda durarak: "Hz. Musa (a.s)`ya kitabı indiren Allah aşkına söyleyin, muhsan olan birisi zina yapacak olursa bunun tevrat`taki hükmü nedir?" diye sordu. "Yüzü siyaha boyanır, eşek üzerine ters bindirilir ve dayak atılır." Hadiste geçen tecbiye: Zanileri, enseleri birbirine bakacak şekilde bir eşeğe bindirilip, bu halde sokaklarda dolaştırılmasıdır. Raivi devamla der ki: "Yahudilerden bir genç (bu cevaba katılmayıp) susmuştu. Resulullah (sav) onun suskunluğunu görünce sualinde ısrar etti. Bunun üzerine genç: "Madem ki sen bize Allah`ın adına yemin veriyorsun (gerçeği söyleyeceğim): "Biz tevrat`ta recm emrini görüyoruz" dedi. Resulullah (sav): "Allah`ın emrini hafifletmenizin başlangıcı nasıl oldu?" diye sordu. (Genç) şu cevabı verdi: "Krallarımızdan birinin bir yakın akrabası zina yaptı. Kralımız, recmi ona tatbik etmedi. Sonra halka mensup bir aileden bir erkek zina yaptı. Bunu recmetmek istedi. Ancak adamın kavmi buna mani olup: "Sen yakınını getirip recmetmedikçe biz de adamımızın recmedilmesine müsaade etmeyeceğiz!" dediler. Bunun üzerine, aralarında şimdiki cezayı vermek üzere anlaşıp sulh yaptılar. (Bu açıklama üzerine) Resulullah (sav): "Ben tevrat`taki ayetle hükmediyorum!" dedi ve onların recmedilmelerini emretti ve recmedildiler. Zühri (rh) der ki: "Bana ulaştığma göre şu ayet bunlar hakkında nazil olmuştur: "Şüphesiz ki tevrat`ı biz indirdik. Ki onda bir hidayet, bir nur vardır. Kendisini (Allah`a) teslim etmiş olan (İsrail) peygamberleri, Yahudilere ait (davalarda) onunla hükmederlerdi..." (Maide 44). Resulullah (sav) onlardan biri idi."
HadisNo : 1612


Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
Konu : Sahabelerden Bazılarının Faziletleri - Abdullah İbnu Selam (ra)
Ravi : Sad İbnu Ebi Vakkas
Hadis : Yeryüzünde yürüyen hiç kimseye Resulullah (sav)`ın "Cennetliktir" dediğini duymadım. Ancak Abdullah İbnu Selam müstesna. Onun hakkında şu ayet indi. (Mealen): "(De ki: Söyleyin bana, eğer bu Kur`an Allah tarafından gönderildiği halde onu inkar ettiyseniz ve) İsrailoğullarından bir şahit de, tevrat`a dayanarak onu hak kitap olduğuna şahidlik edip iman ettiği halde, siz iman etmeyi büyüklüğünüze yediremezseniz, zalim olmaz mısınız? Muhakkak ki Allah zalimler güruhuna yol göstermez." (Ahkaf 10).
HadisNo : 4462


Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu : Fatiha Suresi
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Hz. Peygamber (sav), Ubey İbnu Ka`b (ra)`a uğradı. O namaz kılıyordu... devamını yukandaki gibi aynen kaydetti. Ancak şu ziyade var: "Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zü`l-Celal`e yemin ederim ki, Allah, Fatihanın bir mislini ne tevrat`ta, ne İncil`de, ne Zebur`da, ne de Furkan`da indirmemiştir. O (namazlarda) tekrarla okunan yedi ayet ve bana ihsan edilen yüce Kur`an`dır." (Tirmizi hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Nesai`nin yine Ebu Hüreyre`den yaptığı bir rivayette: "O (Fatiha süresi) benimle kulum arasında taksim edilmiştir. Kuluma istediği verilmiştir" ziyadesi vardır)
HadisNo : 438


Fasil : DUA BÖLÜMÜ
Konu : Üzüntü Ve Tasa Halinde Dua
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Hz. Fatıma (ra) Resulullah (sav)`a gelerek bir hizmetçi taleb etmişti. Resulullah ona: "Şu duayı oku(man senin için hizmetçi edinmenden daha hayırlı)" dedi: "Allahım! Sen yedi semanın Rabbi, Arş-ı Azam`ın Rabbisin. Sen bizim Rabbimiz ve herşeyin Rabbisin. tevrat, İncil ve Furkan`ı indiren, tohum ve çekirdekleri açansın. Her şeyin şerrinden sana sığınıyorum. Her şeyin alnından yapışmışsın (dizginleri senin elindedir). Evvel sensin, senden önce bir şey yoktur. Ahir sensin, senden sonra da bir şey kalmayacak. Sen zahirsin, senin üstünde bir şey mevcut değildir. Sen batınsın, senin dışında bir şey yoktur. Benim borcumu öde, beni fukaralıktan kurlar, zengin kıl."
HadisNo : 1842


Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu : Hadid Suresi
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Hz. İsa (a.s.)`dan sonra bir kısım melikler tevrat ve İncil`i tahrif ettiler. Aralarında mü`min olanlar da vardı, bunlar tevrat ve İncil`i okuyorlardı. (Müminlerin okuduklarından rahatsız olan) bazıları, meliklerine şöyle dediler: "Bunların bize yaptığı hakaretten daha ağır hakaret, savurdukları küfürden daha galiz küfür görmedik. Kitapta, "Allah`ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendisidirler" (Maide, 44) diye okuyup, kitaptan gösterdikleri ayetlerle bizi yaptığımız işlerden dolayı kınıyorlar (kafir, fasık oldunuz diyorlar.) Onları çağırıp uyarın, bizim okuduğumuz gibi okusunlar, bizim inandığımız gibi inansınlar." Melik onları çağırıp topladı, ya ölümü ya da tahrif edilmiş haliyle tevrat ve İncil`i okumaktan birini tercih etmelerini teklif etti. Onlar: "İstediğiniz bu mu? bizi bırakın (bir düşünelim)!" dediler. Sonra bunlardan bir kısmı: "Bize bir kule inşa edin, bizi içine tıkın, yiyecek ve içeceğimizi çekebileceğimiz (ip gibi) bir şeyler de verin, böylece bizden size hakaret sayılacak bir şey ulaşmamış olur" dedi. Diğer bir kısmı da: "Bırakın bizi başımızı alıp gidelim. Yeryüzünde dolaşır, vahşi hayvanlar gibi yer içeriz. Bizi kendi memleketinizde (faaliyet yapar) bulursanız öldürürsünüz" dedi. Bir grup da: "Bize ıssız bir arazinin ortasında evler inşa ediverin. Biz orada kendi başımıza kuyular açıp ziraat yapalım, sizinle hiç konuşmayalım, sizlere uğramıyalım da!" dedi. Bunların her kabilede samimi yakınları vardı. İsteklerini kabul ettiler (ve öldürmediler). Cenab-ı Hakk (onların kalbine, şu ayette temas buyurduğu) ruhbaniyeti inzal buyurdu: "Üzerlerine bizim gerekli kılmadığımız fakat kendilerinin güya Allah`ın rızasını kazanmak için ortaya attıkları rahbaniyete bile gereği gibi riayet etmediler, içlerinde inanmış olan kimselere ecirlerini verdik. Ama çoğu yoldan çıkmışlardır" (Hadid, 27). Geri kalanlar da şöyle dediler: "Falancaların ibadet ettiği gibi biz de ibadet edelim. Falancaların yeryüzünde dolaştığı gibi biz de dolaşalım, falancaların edindiği gibi biz de evler edinelim." Bunlar şirkleri üzerine devam eden kimselerdi. Bunlar kendilerine uydukları (diğer) kimselerin imanlarını da bilmiyorlardı. Hz. Peygamber (sav)`a nübüvvet geldiği zaman, bu ruhbanlardan pek az kimse kalmıştı. Bu kişi, mabedinden indi, seyyah olup dolaşan bir kişi seyahatinden döndü, bir kişi de manastırından çıktı. Bunlar gelip iman ettiler ve tasdikte bulundular. (Bütün Ehl-i Kitap hakkında) Cenab-ı Hakk şöyle buyurdu: "Ey iman edenler, Allah`tan korkun. Onun peygamberine de iman edin ki, (Allah) size rahmetinden iki kat nasib versin" (Hadid, 28). Burada zikri geçen iki kat nasibden biri: Hz. İsa (a.s.)`ya İncil`e ve tevrat`a olan imanları sebebiyledir, diğeri de Hz. Muhammed (sav)`e olan imanları ve onu tasdikleri sebebiyledir. (Ayet şöyle devam ediyor): "Sizin için yardımıyla yürüyeceğiniz bir nur lutfetsin" (Hadid, 28). Bu nurdan maksad Kur`an ve Hz. Peygamber (sav)`e ittiba etmeleridir. Vahiy şöyle devam ediyor: "Ehl-i Kitap, hakikaten Allah`ın fazl (u kerem)inden hiçbir şeye nail olamayacaklarını, muhakkak bütün inayetin Allah`ın elinde bulunduğunu, onu (ancak) dileyeceği kimselere vereceğini bilmedikleri için mi (küfürde inad ediyorlar? Halbuki bunu pekala biliyorlar da). Allah büyük fazl-u kerem sahibidir" (Hadid, 29).
HadisNo : 816


Fasil : İLİM BÖLÜMÜ
Konu : İlmin Kaldırılması
Ravi : Ebu`d-Derda
Hadis : Resulullah (sav) ile beraberdik. Gözünü semaya dikti. Sonra: "Şu anlar, ilmin insanlardan kapıp kaçırıldığı anlardır. Öyle ki, bu hususta insanlar hiçbir şeye muktedir olamazlar!" buyurdular. Ziyad İbnu Lebid el-Ensari araya girip: "Bizler Kur`an`ı okuyup dururken ilim bizlerden nasıl kapıp kaçırılır? Vallahi biz onun hem okuyacağız, hem de çocuklarımıza, kadınlarımıza okutacağız!" dedi. Resulullah da: "Anasız kalasın, ey Ziyad, ben seni Medine fakihlerinden sayıyordum. (Bak) işte tevrat ve İncil, yahudilerin ve nasranilerin elinde, onların ne işine yarıyor (sanki onunla amel mi ediyorlar)?" buyurdu. Cübeyr der ki: "Ubade İbnu`s-Samit (ra)`e rastladım. "Kardeşin Ebu`d-Derda ne söyledi, işittin mi?" dedim. Ve ona, Ebu`d`Derda`nın söylediğini haber verdim. Bana: "Ebu`d-Derda doğru söylemiş, dilersen kaldırılacak olan ilk ilmin ne olduğunu sana haber vereyim: İnsanlardan kaldırılacak olan ilk ilim huşudur. Büyük bir camiye girip huşu üzere olan tek şahsı göremeyeceğin vakit yakındır!" dedi.
HadisNo : 4139


Fasil : FİTNELER HEVALAR VE İHTİLAFLAR BÖLÜMÜ
Konu : Sahabe Ve Tabiin Arasında Çıkan Kavga Ve İhtilaflar
Ravi : Abdullah İbnu Selam
Hadis : Abdullah İbnu Selam`ın kardeşioğlu, amcası (Abdullah İbnu Selam) (ra)`ndan naklediyor. "Hz. Osman (ra) öldürülmek istendiği zaman yanına geldim. Osman bana: "Sen niye geldin?" diye sordu. "Sana yardım edeyim diye geldim" dedim. "Öyleyse halka çık. Onları benden uzaklaştır. Zira sen bana hariçte olursan, yanımda olmaktan daha faydalı olursun!" dedi. Ben de çıkıp: "Ey insanlar! Bilirsiniz, benim adım cahiliye devrinde falandı. Ama Resulullah (sav) beni Abdullah diye tesmiye buyurdu. Benim hakkımda Kitabullah`ta bir kısım ayetler nazil olmuştur. Şu ayet benim hakkımda nazil olanlardan biridir: "De ki: "Söyleyin bana, eğer bu Kur`an Allah tarafından gönderildiği halde, onu inkar ettiyseniz ve İsrailoğullarından bir şahit de tevrat`a dayanarak onun hak kitap olduğuna şahitlik edip iman ettiği halde siz iman etmeyi büyüklüğünüze yediremezseniz, zalim olmaz mısınız? Muhakkak ki, Allah zalimler güruhuna yol göstermez" (Ahkaf 10). Keza şu ayet de benim hakkımda nazil oldu: "İnkar edenler "Sen Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber değilsin" diyorlar. De ki: "Sizinle benim aramızda şahid olarak Allah ile O`nun kitapları hakkında bilgi sahibi olanlar yeter" (Ra`d 43). Allah`ın size karşı kınına konmuş bir kılıcı var. Resulullah (sav)`ın inmiş olduğu bu beldenizde melekler size mücavir oldular. Öyleyse bu adamı öldürmekten Allah`tan korkun! Allah`tan korkun! Allah`a yemin olsun eğer onu öldürürseniz, komşularınız olan melekleri buradan tardetmiş olacaksınız ve Allah`ın size karşı kında tuttuğu kılıcı kınından çıkartacaksınız ve artık o kıyamete kadar kınına girmeyecek!" Bu sözlerim üzerine: "Şu Yahudiyi öldürün! Osman`ı öldürün" diye bağrıştılar."
HadisNo : 4809


Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu : Maide Suresi
Ravi : Bera
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`in yanına yürür kömürle karartılmış ve dayak atılmış bir Yahudi getirdiler. Bunun üzerine Resulullah (sav) Yahudileri çağırarak: "Kitabınızda zina haddini (cezasını) böyle mi buluyorsunuz? diye sordu. "Evet" dediler. Sonra Hz. Peygamber (sav) onların alimlerinden birini çağırdı ve "Musa`ya, tevrat`ı indiren Allah aşkına soruyorum, zina edenin haddini kitabınızda böyle mi buluyorsunuz?" dedi. Alim: "Hayır! Eğer bana böyle yemin vererek sormasa idin sana haber vermezdim. Kitapta recm buluyoruz. Fakat, zina vakıaları eşrafımız arasında çoğaldı. Artık şerefli birini bu suçla yakalarsak onu bırakır olduk. Ancak biçare birisini yakalarsak ona haddi tatbik ediyoruz. Kendi aramızda şöyle dedik: "Gelin aramızda öyle bir ceza şeklinde anlaşalım ki o, eşraftan olsun, halktan olsun herkese tatbik edilsin. Sonunda recm yerine suratın kömürle boyanıp dayak atılmasında ittifak ettik." Bunun üzerine Resulullah (sav), "Allahım, onların öldürdüğü emr-i şerifini ilk ihya edip dirilten ben olayım" dedi ve had cezasının tatbikini emretti, zani hemen recmedildi. Bunun üzerine şu ayet indi: "Ey Peygamber! Kalbleri inanmışken ağızlarıyla "inandık" diyenler, Yahudilerden yalana kulak verenler ve başka bir topluluk hesabına casusluk edenlerden inkara koşanlar seni üzmesin. Sözleri asıl yerlerinden değiştirirler de "Böyle bir (fetva) size verilirse alın, verilmezse kaçının" derler..." (Maide 41). Az sonra Allah Teala şu ayeti indirdi: "Allah`ınidirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar kafirlerdir..." "Allah`ın indirdiği ile hükmetmeyenler işte onlar zalimlerdir..." "..Allah`ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar fasıklardır!" (Maide 44, 45, 47). Bu ayetlerin hepsi kafirler hakkında nazil olmuştur.
HadisNo : 585

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder