Büyük veba salgını, tarihte yaşanılmış birçok savaştan daha fazla can kaybına sebep olmuş bir felakettir. Etkisi o kadar büyüktü ki birkaç yılda 100 milyona yakın kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Veba salgını 1347-1351 yılları arasında Avrupa’da meydana gelmiştir. O zamanlar Avrupa’da yoğun nüfus artışı yaşanmış, bunun sonunda da kıtlık dönemine girilmiştir. Büyük veba salgınının kıtlık döneminin hemen arkasından gelmesi haliyle Avrupa’nın bu durumla mücalesini çok zorlaştırmıştır. Salgın ilk olarak yoksul ve bakıma muhtaç insanlarda görülmüş, salgının yayılmasıyla birlikte üst tabakadaki kesimin de etkilenmesi kaçınılmaz olmuştur. Tarihten tanıdığımız vebaya yenik düşen kişiler ise; Aragon Kralı 4. Pedro ve eşi Leanor, İngiltere Kralı 3.Edward’ın kızı Jon’dur. Cnterbury’de de iki başpiskopos vebadan dolayı ard arda yaşamlarını yitirmiştir.
Veba, Çin ve Orta Asya’da başlamış buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Veba’nın Avrupa’ya ulaşması Asya’lı tacirenlerin Çin’den satın aldıkları vebalı kürkleri Avrupa’ya satması yoluyla bulaşmıştır. Gemide yaşayan pire ve farelerin de bu hastalığın yayılmasında etkili oldukları söylenmektedir. O sıralar Kırım Ttarları’nın reisi Canıbek, Ceneviz limanını kuşatmış ve kendi vebalı adamlarını mancınıkla şehrin içine fırlatıp hastalığı İtalyan’lara bulaştırmıştır. İtalyanlara bulaşan vebayla ilk karşılan şehirler Cenova, Messina ve Venedik olmuştur. Sonrasında Veba Salgını, 1348 yılında Paris’e kadar gelmiş 1349’da ise Londra’yı etkisi altına almış İskoçya ve İskandinavya’dan sonra da başlangıcı olan tatarların yurduna tekrar ulaşmıştır. Floransa’da 90.000’den 45.000’i, Fransa’da 125.000, İngiltere de 1.000.000 kişi ve Venedik’de ise nüfusun %75 ‘i veba salgınından ölmüştür. Suriye, Lübnan, Mısır, Hatay, Mekke, Yemen ve daha birçok şehir, toplamda tüm dünyanın büyük bir kısmı veba hastalığından yaşamını kaybetmiştir.
Bir haftada ortaya çıkan bu hastalığın belirtileri şu şekildedir:
1) Titreme
2) Ateş
3) Kusma
4) Baş ve sırt ağrısı
5) Halsizlik
6) Nefes darlığı
7) Kasık ağrıları
8) Kanama
9) Vücutta yumurta şeklinde çıkan şişlikler
10) Vücutta morarmalar
11) İç kanamalar
Halk arasında Veba olarak bilinen bu hastalık aslında bir enfeksiyon hastalığıdır ve antibiyotiğin bulunmasıyla sona ermiştir. Veba salgınında, enfeksiyona sebep veren bakteriye “Yersinla Pestis” adı verilmiş, bakterinin ismi Fransız bakteriyalog A.Yersin’den gelmiştir. Veba, 2007’ye kadar Dünya’da yaşanılan en önemli hastalıklardan biri olmuştur. Hastalığın vücütta oluşturduğu şişlikler ve morarmalardan ve bu nedenle de derinin kararmasından dolayı tarihte vebaya “ Kara ölüm”adı verilmiştir. Hastalığın birkaç türü bulunmaktadır. Bunlardan en güçlü olanı Hıyarcıklı(Bubonik)’dır. Diğer türleri ise: Septisemik, Akciğer ve Gastro İntestinol’dür.
Büyük Veba Salgınının Etkileri
Salgın, yayılmaya başladıktan kısa bir süre sonra insanlarda piskolojik yıkım yaşatmıştır. Bununla birlikte salgından sonra insanların yönetime olan güvensizlikleri ve itaatsizlikleri artmış, sosyal aktiviteleri bitmiş, iletişim kopuklukları olmuş, birbirlerinden uzaklamasına sebebiyet vermiş, ürün ve işçi ücretlerinin artmasına neden olmuştur. Bu salgınla birlikte Dünya, hem ekonomik hem de psikolojik bir çöküşe şahit olmuştur. Hastalığın en çok Batı’da ilerlemesinin sebebi ise hem kıtlık döneminden çıkılmış olması hem de o dönemde batıdaki insanların çok fazla yıkanmıyor olmasıdır. Sokakların insan pisliği ve çöplerle dolu oluşu hastalığın bölgede yayılmasını kolaylaştırmıştır. Avrupa’da yaşanılmış olan kıtlık insanlara uzun süre zorluklar yaşatmış ve bakımsız kalmalarına sebep olmuştur. Salgının kıtlıktan hemen sonra yaşanması Avrupa’nın nüfusunun yarısını yok etmiş ve Avrupa kendini 150-200 yıl kadar sonra ancak toparlayabilmiştir.
Kirli havanın veba salgınını yaydığı düşünülmüş ve bu kirli havanın tütsü yakılıp güzel kokmasıyla geçeceği düşüncesi hakim olmuştur. O zamanlar insanlar, derileri hava almazsa hastalığın kendilerine bulaşmayacağına inanmış ve bu nedenle uzun süre banyo yapmamış, yıkanmamışlardır. Bu süre zarfında, bir sürü insan vebayı getirdiği gerekçesiyle suçlanmış ve bu insanların hayatlarına son verilmiştir. Bunlardan en acımasızları Yahudi karşıtlarıdır. Yahudileri su kuyularına zehir kattıkları iddasıyla canlı canlı yakmışlardır. Birçok günahsız kadın ve erkek; cadılık, büyücülük suçlarından canlı canlı yakılarak, suda boğularak öldürülmüştür. Bölgedeki dilenciler, çingeneler ve daha birçok kişi hem canından hem yurtlarından olmuşlardır. O dönemde cadılara yardım ettiği gerekçesiyle sadece insanlar değil bölgelerdeki kediler toplanılmış ve öldürülmüştür. Kedilerin öldürülmesi, kedilerin salgını yayan fareleri avlamasına olanak vermemiştir. Bu sebeple farelerin sayısı artmış ve salgın daha da hızlanmıştır. Salgın, zaman zaman azalmış fakat birçok farklı türlerde tekrar kendini göstermiştir. Hatta Osmanlı döneminde birçok türk şehri birçok veba türüyle karşılaşmıştır. Vebadan Macaristan, Rusya gibi nüfusu az olana ülkeler çok fazla etkilenmemiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder