Atatürk'ün Sol Gözü Neden Sakattı?

Atatürk'ün Sol Gözü Neden Sakattı?



Bu görüntüler, bir Yunan kanalında 1977 yılında yayınlanmıştır. Olayı aktaran Yunanlı, eskiden İzmir'de yaşayan Rum bir marangozdur. Yunanlıların Anadolu'yu işgal hareketi başlayınca gönüllü olarak Yunan ordusuna katılır. Daha sonra Türk ordusuna esir düşer ve marangoz olarak çalıştırılır. O sıralar Çankaya Köşkü'nde tamirat işleri için marangoza ihtiyaç vardır. Mustafa Kemal'le karşılaşması bu vesileyle olur.


Atatürk, Rum marangozla Türk-Yunan savaşı hakkındaki konuşmuş, Osmanlı coğrafyasındaki Rum okullarının Türklere karşı nasıl kin aşıladığı, tiyatro oyunlarıyla nefretin nasıl canlı tutulduğu, azınlık nüfusunun ekonomiyi nasıl ele geçirdiği, ve dini özgürlükler gibi birçok konudan bahsetmiş. Hatta bir ara sinirli bir şekilde "Yunanlıların diş etlerine bakarsan Türklerden ısırıp kopardıkları eti bulursun" demiş.

Yine Rum asker Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın tırnaklarına kına yaktığından ve Atatürk'ün gözlerinden birisinde bir gariplik olduğundan bahsediyor. Bu iddianın doğruluk payı var gerçekten de.

Atatürk'ün Sol Gözü
Trablusgarp savaşı sırasında yaşananları Mustafa Kemal'in yakın silah arkadaşı Fuat Bulca'nın ağzından dinleyelim: 
 "Yanındaki az sayıda arkadaşlarıyla süvari hücumuna kalkıştı. Kendisini zaptedemedim. Nitekim kısa bir zaman sonra, ben artçı kuvvetlerle kalmıştım; o, Kasr-ı Harun’un ilk basamakları önüne erişmişti. Burada boğaz boğaza bir boğuşmadır başladı. Harabenin duvarlarının arkasında geçen bu mücadelenin safhalarını göremiyordum.Biz harabeler içinde mücadeleye devam ederken Mustafa Kemal’in yanındaki az sayıda arkadaşı ile Kasr-ı Harun’un merkez binasına kadar ilerlediği ve buraya daldığı görüldü. İşte bu sırada gökyüzünde bir gürültü duydum. İki İtalyan hücum uçağı çok alçaktan uçuyor ve bizim arkamıza saldırarak bombalarını koyuveriyordu. Mustafa Kemal’in yanına vardığımda onun yüzünü tanınmaz bir halde buldum. Bir elinde kılıcı vardı, diğer elinde mendili gözünü kapatıyordu. Yaralandığını zannettim. Hayır, yaralı değildi. Fakat harabeler arasında yıkılan bir sütundan fırlayan kireçli bir taş parçası şiddetle gözüne çarpmıştı. Sönmüş kireç olmasına rağmen, bir kısmı göze nüfuz etmişti."

Mustafa Kemal'in Trablusgarp günleri 


Ve Atatürk'ün kaleminden sonrasında yaşananlar (Kerim Beye yazdığı mektup);
“Aziz Kardeşim Kerim Bey, 
…Tobruk’ta birkaç gün kalarak başarılı bir netice veren 22 Aralık 1911 Muharebesi’ni yaptıktan sonra Derne’ye geldik. Yollarda oldukça yorulmuş, ıslanmış, üşümüş, sefalet çekmiştik. Derne’de de henüz başlangıç halinde bulunulduğu için sefaleti gidermek mümkün olamamıştı. 16/17 Ocak 1912 Baskını’yla başlayan 17 Ocak Muharebesi gecesi ve günü zaten hastalıklı görünen sol gözüm kanlandı ve görmez oldu. Istırabın derecesi vazife yapmama mani oldu. Hilâliahmer (Kızılay) Hastanesi’ne yattım. Bir ay tedaviden sonra tam olarak göremediğim halde hastaneden çıktım. 
Vaziyet biraz büyüdüğü için Enver Umum Kumandan, ben de Derne Kuvvetleri Kumandanı oldum. Bu sırada idi ki, 3 Mart 1912 günü umumi bir muharebe oldu. Bugün de olağanüstü yorgunluk ve açlık ve muharebe geceye kaldığından soğuğa maruz kaldık. Bunun sonucu olarak gözümün rahatsızlığı ertesi gün nüksetti. On beş gün kadar yataktan kalkamadım, gözlerimi açamadım. Nihayet ıstırap geçti, tekrar işe başladık. Fakat sol gözüm daha az görür oldu. Doktorlar Mısır’a gitmemi tavsiye ettiler. Ben razı olamadım. Nihayet bugüne kadar görme derecesinde bir fark görülemeyecek o derecenin yerleştiğine hükmedilmiştir. Gerçi uzman doktor zamanla açılacaktır diyor, fakat ben inanmıyorum. 
Bu harbin bitmesinden sonra askeri hayata veda ederek istirahat köşesine çekilebilmek ihtiyacı bilmem nasıl sağlanacak ? 
Bu mektubun salimen size ulaşacağından emin olduğum için bu kadarla yetiniyor ve mektubunuzu, hatta telgrafınızı bekliyorum. Hürmetle gözlerinizden öperim kardeşim.”

Mustafa Kemal, Trablusgarp'ta, gözünden dolayı tedavi görürken, Hilâl-i Ahmer (Kızılay) çadırı önünde...

Çok bilinmese de şu bir gerçek; Mustafa Kemal, Libya müdafaası sırasında sol gözünden ciddi biçimde yaralanmış ve neredeyse gözünü kaybetmek üzereymiş. Hayatının sonuna kadar sol gözündeki (zaman zaman fark edilen) hafif kaymanın sebebi bu olsa gerek. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder