Merceği kim buldu ve nedir ?
Birinci yüzyılda yaşayan Romalı devlet adamı ve yazar Seneca, içi su dolu bir cam kübün, cisimlerin görünümlerini büyüteceğini biliyordu. 13. yüzyıl İtalya’sında “mercek” adı verilen bükülmüş cam parçaları yaşlı öğretmenler tarafından “gözlük” olarak kullanılıyordu.
Böylece bu öğretmenler, uzağı görebilme yeteneklerine yeniden kavuşmuş oluyorlardı. Çok geçmeden, mercekler, teleskop ve mikroskoplarda da kullanılmaya başlandı. İlk merceklerin tek kusuru, bükülmüş camdan elde edildikleri için, görüntülerde bulanıklığa yol açmalarıydı. Ayrıca ışığa farklı açılardan bakıldığında, farklı renkler görülüyordu.
1733 yılında, İngiliz bilgini Chester Hall, ayrı cam tabakalarından mercek yaparak bu hataları giderdi.
İnsan yapımı en eski mercek antik Asur kentlerinden Nimrud’da bulunmuştur. David Brewster bu merceğin büyüteç olarak ya da ateş başlatma amaçlı kullanıldığını düşünmektedir çünkü Asurlular zamanında bulunan ince işlemeli oyma resimlerin büyüteç kullanılmadan yapılması imkansızdır.
İçinde merceklerin geçtiği ilk yazılı eser Antik Yunan filozoflarından Aristo’nun Bulutlar (MÖ 424)’ıdır. Bu eserde bir mercek, yangın çıkartma amacıyla kullanılmıştır.
İçinde merceklerin geçtiği ilk yazılı eser Antik Yunan filozoflarından Aristo’nun Bulutlar (MÖ 424)’ıdır. Bu eserde bir mercek, yangın çıkartma amacıyla kullanılmıştır.
Mercek ya da lens ışığın yönünü değiştiren (kıran), ışık ışınlarını birbirine yaklaştıran ya da uzaklaştıran optik alet. Basit mercek tek bir optik elemanın kullanıldığı, bileşik mercek ise iki optik elemanın bir arada olduğu mercek tipidir. Bileşik mercek, basit mercek kullanıldığında ortaya çıkan sapınç olayının etkisini azaltmak için kullanılır. Mercekler genelde camdan ve saydam plastikten yapılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder