İstanbullu Gelin 62. bölüm özet, Boranlar için her şey yoluna giriyor
Star'ın üçüncü sezonunda da ilgiyle izlenen dizisi İstanbullu Gelin'in 62. bölümde çok önemli gelişmeler oldu, olaylar birbiri ardına çözüldü. Bölüme, Ülfet Hala'nın sırrının ortaya çıkması ve sonrasında yaşananlar damga vurdu. Sedef'in gelip göz dağı vermesinin ardından partiden çıkar. Fikret peşinden gidip isim ve telefonunu verir. Kadın tam giderken peşinden gelen Güneş kadına göz dağı verir. Sedef daha sonra Fikret'e "görüşelim" diye mesaj atar. Fikret birşeyi bahane edip geceden ayrılır. Ertesi günün sabahında Faruk'u arayıp çok önemli birşey olduğunu söyler. Hem Adem'le Ülfet Hala'nın işbirliği yaptıklarını, hem de Ülfet Hala ile Sedef'in sakladıkları sırrı anlattı.
Süreyya, Ülfet Hala'nın bebeği ile ilgili sırrını öğrendi ve bundan çok etkilendi, çok üzüldü, Faruk'a da anlattı. Ülfet Hala evliyken çocuk sahibi olabilmek için 15 sene tedavi görmüş, tam hamile kaldığı zamanda kocasının onu aldattığını öğrenmiş. Adamla yüzleşmeye gittiğinde, sevgilisinin yanında Ülfet'e kötü davranmış adam. Ülfet Hala da da gidip çocuğunu aldırmış ve boşanmış. Sonra da bebeğini doğurmadığı için büyük pişmanlık duymuş, yıllardır bebek odasını çeşit çeşit çocuk eşyası ile doldurmuş.
Faruk da öğrendiklerini Süreyya'ya anlattı. Adem ile Ülfet Hala en başından beri işbirliği içindelermiş. Daha da önemlisi, Sedef Ülfet'in kocasının sevgilisiymiş ve birlikte adamı öldürmüşler, kadın hem işbirliği yapmış halayla, hem de yıllardır şantaj yapıp önemli miktarda para koparmış. Süreyya da şok oldu bunları duyunca.
Faruk gidip Ülfet Hala ile konuştu, ona bütün bildiklerini anlattı. Kadın dondu kaldı. Sana şantaj yapmayacağız, bunu kullanmayacağız. Sadece şu arsa işi ile ilgili tekrar düşünmeni ve bu artık bu oyunun bitmesini istiyorum dedi.
Faruk ile Süreyya Emir'i kamptan dönüşte karşılamaya gittiler. Çocuk yanında kız arkadaşıyla geldi, onlarla tanıştırdı kızı. Çok komikti o sahneler. Süreyya; "Büyümüş de küçülmüş" diye bahsetti kızdan.
Onlar ailece sofrada yemek yiyip gülüşürlerken Ülfet Hala geldi ve yeni bir iş girişiminden bahsetti, bu iş için de o arsaya ihtiyacı olduğunu, onların hakkını satın almak istediğini söyledi. Öyle şaşırdılar, öyle sevindiler ki. Faruk ile Süreyya anlattı olanı biteni. Esma, Ülfet hırslıdır, kindardır falan ama öyle bir şey yapamaz. Kazadır dedi sonra da dertlendi, "bu kadını böyle yalnız mı bırakacağız" diye.
Garip, konağın Esma için anlamını bildiğinden, gitti Adem'e konağı ona satmasını teklif etti. Adem kabul etmedi.
Ülfet Hala, Faruk'un ondan nefret etmemesinden daha fazla etkilendi, "Kötü davransaydın, haklı olduğumu düşünecektim, herşey boşunaymış demeyecektim" dedi.
Adem de terapide kendisiyle hesaplaşmaya devam ediyor. Yıllarca en hak etmeyen adama öfkelenmişim, şimdi abbamın yerinde hissediyorum kendimi dedi. Çocuğunun o evde olmayacağından duyduğu endişe ve üzüntüyü anlattı. Konağı kendi evi gibi görmediğinden bahsettiler terapistle birlikte. "Şu anda nerde olmak isterdiniz?" diye sordu terapist. "Huzurlu evimde çocuğumla birlikte olmak isterdim" dedi. Dilaraya, çocuğu ondan sakladığı için çok kızdığını söyledi. dilara'nın da annesi gibi davrandığını, onu babasından uzak tuttuğunu düşünüyor Adem. Terapist de annesi öldüğü için ona öfkelenemeyeceğini düşündüğünden Dilara'ya yönelttiğini göstermeye çalıştı ona.
Esma gidip Ülfet ile yüzleşti. Onu anladığını, yargılamadığını söyledi, keşke neler yaşadığını bilseydim dedi. Ülfet ise bu anlayışlı tavırların onu ezmek için olduğunu düşündüğünü belirtti. Bunun böyle olmadığını anlatmaya çalıştı Esma.
Dilara ile birlikte muayeneye giden Adem çok heyecnalıydı, bebeğinin kalp atışlarını duyunca çok duygulandı, ağlamaklı oldu. Dilara da çok duygulandı ama Adem'e mesafeli davrandı.
Arsanın Boranlara ait kısmının Ülfet Hala'ya satışı gerçekleşti. Hemen ardından Ülfet basın toplantısı yaptı, televizyonda konuştu. Yıllar önce kocasının ölümüne sebep olduğunu söyledi. "Beni aldatan kocamla konumaya gittiğimde kavga ettik, itişme kakışma oldu, düştü ve öldü. Ben de kaçtım ve polise kocamın kaybolduğunu söyledim" dedi. Veda ederken de şirketini Güneş'e teslim ettiğini söyledi. Esma, Faruk, Süreyya ve diğerleri, herkes dondu kaldı, Ülfet'in itirafını dinlerken.
Adem Esma'yı çağırdı; "Kaleyi aldık ama savaşı kaybettik" dedi. Kendisini, "Hedefinde kaybolmuş bir şaşkın" olarak tanımladı. "Kendimle birlikte sizi de sürüklediğim için özür dielrim desem de nafile. En azından bunu kabul edin" diyerek anahtarı Esma'ya uzattı. "Hediye değil, biz sonra Faruk'la hesaplaşırız" dedi ve gitti. Esma önce şaşırdı, inanamadı, sonra çok sevindi.
Bir bölümde bütün sırlar aydınlanıp, bütün düğümler ardı ardına çözülünce, insan final yakın mı acaba? diye düşünmeden edemiyor. Bir yandan da buna ihtimal veremiyoruz, çünkü reytingler iyi.
Bakalım, görelim, neler olacak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder