Tunceli İli'nin Telefon Kodu 428
Tunceli İli'nin Plakası ise 62 'dir.
Tunceli İli'nin Yüzölçümü 7.774 km²
Tunceli İli'nin Nüfusu ise 1990 yılı verilerine göre 133.398 'dir.
Tunceli'nin İlçeleri
Tunceli Merkez, Çemişkezek, Hozat, Mazgirt, Nazımiye, Ovacık, Pertek, Pülümür.
Tunceli'nin Tarihî ve Turistik Yerleri
Munzur Vadisi Milli Parkı; Mazgirt ve Pertek Kaleleri; Korluca ve Ulukaledeki Kiliseler; Yelmaniye, Elti Hatun, Ulukale ve Seğmen Camileri, Aşağıcami (Çelebi Ali Camisi) ve Yukarıcami (Baysungur Camisi); Sivdin ve Çemişkezek Köprüleri; Hamam-ı Atik (Eski Hamam); Uzun Hasan, Ferruh Şad Bey ve Çoban Baba Türbeleri; Ulukale Meydan Çeşmesi.
Tunceli Hakkında Bilgi
Tunceli İli toprakları, kuzeydoğuda Karasu Irmağı vadisinden güneyde Keban Baraj Gölü'ne kadar uzanır. Genellikle kuzeyden güneye doğru gidildikçe alçalan bu topraklar, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Bölmü'nde yer alır.
Osmanlı döneminde yöre halkının büyük bölümü kürtler ile Ermeniler'den, küçük bir bölümü de Türkmenlerden oluşuyordu. Yöre halkı eskiden olduğu gibi Osmanlı döneminde de uzun süre aşiret reislerine bağlı olarak özerk biçimde yaşamını sürdürdü. Bölgesel ve yerel eşitsizlikler nedeniyle Cumhuriyet dönemibaşlarında da bazı ayaklanmaların baş gösterdiği yörede yaşayan aşiretlerden bir bölümü Türkiye'nin başka bölgelerine sürgün edildi. Bu aşiretlerden bazıları geri döndüyse de yörenin ekonomik olanaklarının kısıtlı oluşu, gelişme için gerekli yatırımların sağlanamaması ve alınan bazı yönetsel önlemler nedeniyle, halk yeni iş olanaklarına kavuşmak umuduyla büyük kentlere göç etmekte ve Avrupa Ülkelerine gitmektedir.
Tunceli'nin Coğrafî Yapısı
Tunceli İli, Yukarı Fırat Bölümü'nün en engebeli kesimlerinden birinde yer alır. Akarsu vadileriyle derin biçimde parçalanmış olan il topraklarının büyük bölümü dağlık alanlardan oluşur. tunceli İli'nin kuzey kesimini batı-doğu doğrultusunda uzanan Doğu Toroslara bağlı dağ dizileri engebelendirir. Yer yer 3.000 metereyi aşan bu dağ dizileri Munzur Dağları ile Karasakal Dağı, Bağırpaşa Dağı ve Koşan Dağı'dır. Bağırpaşa Dağı'nın 3.293 metreye erişen doruğu Tunceli İli'nin en yüksek noktasıdır. Munzur Dağları ile Bağırpaşa Dağı'nın yüksek kesimlerinde yer alan ve yazın gür çayırlarla kaplanan yaylalar ilin başlıca hayvancılık alanlarıdır. Munzur Dağları'nın güneyinde yer alan bir çöküntü alanı olan Ovacık ovası da ilin başlıca üretim alanlarıdır. Bir başka çöküntü alanı olan Pülümür Ovası daTunceli ilindeki küçük düzlüklerdendir. Bunlardan daha geniş alanlar kaplayan bazı düzlükler Keban Baraj Gölü'nün suları altında kalmıştır.
Tunceli ilinden kaynaklanan sular, Fırat Irmağı aracılığıyla Basra Körfezi'ne ulaşır. Kuzey kesimden doğan bazı küçük derelerdoğal sınır oluşturan Karasu Irmağı'na katılır. Eskiden Murat Irmağı'nın başlıca kollarından olan Peri Suyu ile Munzur Suyu günümüzde Keban Baraj Gölü'nü besleyen birer akarsu durumundadır. Tunceli İli'nde doğal bir göle rastlanmaz. Keban Baraj Gölü'nün doğu, kuzey ve kuzeybatı kesimleri il sınırları içindedir. Tunceli İli'nin özellikle kuzeydoğu kesimi ülkemizin oldukça etkin bir deprem bölgesinde yer alır.
Tunceli'nin İklimi ve Bitki Örtüsü
Tunceli İli Doğu Anadolu Bölgesi'nin sert kara ikliminin etkisi altında kalır. Kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer. Ama güney kesim, kuzey kesime göre daha az soğuk ve daha az yağışlıdır. Tunceli'de kışın -29 °C ye düşen soğuklar, yazın da 40 °C yi aşan sıcaklar görülebilir.
Tunceli ili doğal bitki örtüsü açısından oldukça yoksuldur. Ormanlar büyük ölçüde yok edilmiştir. yüksek kesimlerde meşe ve ardıç ormanları vardır. Diğer kesimlerde çalılıklar geniş alanlar kaplar.
Tunceli'nin Ekonomisi
Büyük Bölümü kırsal kesimde yaşayan il halkı geçimini daha çok hayvancılıktan sağlar. Tunceli'de yaylacılık hayatında yaygın olarak kıl keçisi ve koyun yetiştirilir. Yarı göçebe aşiretler tarafından kışın kuytu kesimlerdekikom ve köylerde barındırılan sürüler, yazın sulak çayırlarla kaplanan yüksek yaylalaraçıkarılarak otlatılır. Kışın hayvanların beslenmesi için kuru ot ve samanın güçlükle bulunabildiği yörede çok az miktarda hayvansal ürün elde edilir. Bunun nedeni hayvancılığın canlı hayvan ticaretine yönelik olmasıdır. Sağılan sütlerden elde edilen tereyağı ve peynirler yerel olarak tüketilir.
Ekime elverişli alanları oldukça sınırlı olan Tunceli'de tarımsal üretim miktarı oldukça azdır. Yetiştirilen başlıca tarım ürünleri çeşitli tahıl türleri, şekerpancarı, fasulye, patates ve soğanın yanısıra birkaç meyve türüyle sınırlıdır.
Tunceli sanayisi en geri olan illerimizdendir. İldeki sanayi kuruluşları genellikle tarıma dayalı olarak üretimde bulunur. Bunlar un, yem ve yün ipliği fabrikalarıdır. Dokumacılık yapılan tezgahların yaygın olduğu yörede küçük sanayide geri düzeydedir.
Tunceli İli yeraltı kaynakları açısından da yoksuldur. Kayatuzu yatakları bulunan ildeki bazı tuzlalarda özellikle yazın bir miktar tuz üretilir.
Elazığ'ı Pülümür üzerinden Erzincan'a ve Erzurum'a bağlayan önemli karayolu il topraklarından geçer. İlin öteki merkezleriyle bu karayolu arasındaki bağlantıyı sağlayan düşüknitelikli yollar kışın yoğun kar yağışı nedeniyle zaman zaman ulaşıma kapanır.
Doğal değerler açısından zengin olan Munzur Vadisi Milli Parkı ülkemizdeki en büyük Ulusal Park'tır. Ulusal Park alanı kuzeyde Mercan Dağları'nın Erzincan il sınırları içinde kalan güney yamaçlarından Munzur Suyu Vadisi boyunca güneyde Tunceli kentine kadar uzanır. Bu alan içinde kurulmuş olan bir orman içi dinlenme yeri, bir alabalık üretme istasyonu ile çeşitli av hayvanları için oluşturulmuş bir koruma ve üretme alanı vardır. İlin batı kesimindeki Yılan Dağı'nda da yabankeçileri için kurulmuş olan bir koruma ve üretme alanı yer alır.
Tunceli'nin Yöresel Yemekleri
Eşkene, Soğan Dolması, Bağ Teveği Sarması, Nahna Köftesi, Hazır Lop Köftesi, Döğürcekli İçli Köfte, Etli Köfte, Yoğurtlu Köfte, Binbar Dolması, Kelle Paça, Keşkek, Döğme Kebap, Şakka Çorbası, Kalbur Hurması, Hırınç, Cumur, Yumurtalı Ekmek, Değirmen Poğaçası, Patile, Taş Ekmeği, İçli Köfte gibi yöresel yemekleri vardır.
ŞIRNAK
Şırnak İli'nin telefon kodu 486,
Şırnak İli'nin Plakası ise 73'tür.
Şırnak İli'nin Yüzölçümü 6.904 km² olup
Şırnak Nüfusu ise 1990 yılı verilerine göre 264.220 kişidir.
Şırnak Hakkında Bilgi
Şırnak en yeni illerimizdendir. 16 Mayıs 1990 da, Şırnak Kenti merkez olmak üzere Hakkari İli'nin Beytüşşebap ve Uludere, Mardin İli'nin Cizre, İdil ve Silopi, Siirt İli'nin güçlükonak ve Şırnak ilçelerini kapsayan Şırnak İli kuruldu.
Bazı kaynak ve haritalarda adı Şirnak olarak geçennil topraklarının yaklaşık yarısı Doğu Anadolu Bölgesi'nin sınırları içinde kalır. Dicle Irmağı vadisinin iki yakasındaki topraklardan oluşan Şırnak İli kuzeyde Siirt ve Van, Doğuda Hakkari illeri, Güneyde Irak ve Suriye, Batıda da Mardin iliyle çevrilidir.
Şırnak İli'nin İlçeleri
Şırnak Merkez, Beytüşşebap, Cizre, Güçlükonak, İdil,Silopi, Uludere.
Şırnak İli'nin Tarihî ve Turistik Yerleri
Alaeddin ve Kelatuvuri Kaleleri ile Kale Meme Kalıntıları; Cizre (Dicle ) Köprüsü.
Şırnak İli'nin Coğrafî Yapısı
Şırnak İli'nin büyük bölümü, akarsu vadileriyle derin biçimde parçalanmış olan yüksek ve dağlık alanlardan oluşur. İlin kuzey ve doğu kesimini engebelendiren bu dağlar Güneydoğu Toroslar'a bağlıdır. Hakkari dağlık yöresinin batı bölümünü oluşturan bu kesimdeki başlıca yükseltiler Tanintanin Dağı, Termo dağı olarak da bilinen Karacadağ, Mamemusa Dağı adıyla da anılan Musa Dağı ve Altın Dağı ile daha batıdaki Cudi Dağı'dır. İlin en yüksek noktası Altın Dağı'nın 3.358 metreye erişen doruğudur. bu dağların yüksek kesimlerinde yer alan ve yazın gür çayırlarla kaplanan sulak yaylalar önemli birer hayvancılık alanıdır. Mezopotamya'nın kuzey kesimindeki düzlüklerden Silopi, cizre ve İdil Ovaları tarım açısından büyük önem taşır.
Şırnak İli topraklarından kaynaklanan suların tümüne yakını dicle Irmağı aracılığıyla Basra Körfezine ulaşır. Bu ırmağa katılan başlıca akarsular Habur ve Kızılsu Çayları'dır. Dicle Irmağı, Habur Çayı ve bu akarsuyun kolu olan Hezil Çayı güneyde doğal sınır oluşturur. Habur Çayı'nın Dicle Irmağı'na katıldığı noktada Türkiye hem Irak'a, hem de Suriye'ye komşudur. İlin batı kesiminde yer alan İdil yöresinin güneybatısından doğan bazı küçük akarsular Suriye'de öteki Habur Çayı'nı oluşturarak Fırat Irmağı'na katılır.
Şırnak'ın İklimi ve Bitki Örtüsü
Şırnak İli Güney Doğu Anadolu Bölgesinin kışları daha yumuşak geçen iklimi ile Doğu Anadolu Bölgesinin sert kara iklimi arasındaki bir geçiş alanında yer alır. ilin özellikle doğu kesiminde soğuk ve kar yağışlı geçen kış aylarında -20 dereceye kadar düşen hava sıcaklıklarına rastlanır. Yazları sıcak ve kurak geçen ilin başlıca merkezlerinden Cizre kentinde hava sıcaklığının 48 dereceye kadar yükseldiği saptanmıştır.
Orman açısından yoksul sayılan Şırnak İli'nde doğal bitki örtüsü bozkır görünümündedir. Dağların bazı kesimlerinde çalılıklar ile meşeliklere, yüksek kesimlerde de ardıç topluluklarına rastlanır. güney kesimdeki bazı vadilerde seyrek zeytin ağaçları vardır.
Şırnak'ın Ekonomisi
Şırnak ilinde ekonomi tarıma dayalıdır. En önemli tarımsal etkinlik hayvancılıktır. Kışı ilin güney kesimindeki kuytu yörelerde geçiren göçmen ve yarı göçebe aşiretler sürülerini yazın dağlardaki sulak yaylalara çıkarır. Bu sürüler canlı hayvan ticaretine yönelik olarak yetiştirildiğinden hayvansal ürünlerin verimi ve niteliği oldukça düşüktür. En çok koyun ve kılkeçisi yetiştirilir. Sürülerde yer alan küçükbaş hayvan türlerinden biri de tüyleri siyah ve kahverengi olan, Siirt yöresine özgü Ankara keçileridir. Yaylalarda kurdukları siyah kıl çadırlarda yaşayan göçer aşiretler yaz boyunca hayvansal üretimle uğraşırlar.Elde edilen başlıca hayvansal ürünler kıl, tiftik, yün, peynir ve tereyağıdır. Ekime elverişli toprakları kısıtlı olan ilde bitkisel üretim ekonomik etkinlikler arasında ikinci sırada yer alır. Yetiştirilen başlıca tarım ürünleri buğday, mercimek, arpa, üzüm ve pamuktur. Kısa adı GAP olan Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki Cizre Projesi gerçekleştikten sonra üretimde çeşitlenme ve verim artışı olmuştur.
Yaygın olarak dokumacılık yapılan ilde önemli bir sanayi kuruluşuna rastlanmaz. Yöredeki beklentilerden biri de il yapılması nedeniyle bazı yatırımların Şırnak'a yöneltilmesi ve halka yeni iş olanaklarının sağlanmasıdır.
Şırnak İli'nin Türkiye dış ticaretinde oldukça önemli bir yeri vardır. Cizre kentinde E-24 Karayolundan ayrılan E-26 Karayolu Silopi'nin Güneydoğusundaki Habur sınır kapısında Irak topraklarına ulaşır. Son yollarda ülkemiz ile Irak arasında gelişen ticaret ilişkileri nedeniyle karayoluyla mal taşımacılığı açısından Habur sınır kapısı büyük ölçüde canlılık kazanmıştı. 1990 yılı yazında Irak'ın Kuveyti işgal etmesinden sonra Birleşmiş Milletlerin aldığı ambargo kararı üzerine bu canlılığını yitiren Habur sınır kapısının gelecekte iki ülke arasındaki ticarette tekrar önem kazanması beklenmektedir. Hakkari, Siirt, Batman ve Mardin kentlerinden gelen yollar Cizre'de kesiştikten sonra Habur sınır kapısına ulaşır. Bu nedenle de Cizre önemli bir ulaşım, ticaret ve konaklama merkezidir.
Merkez ilçe topraklarındaki asfaltit yatakları ilin başlıca yeraltı kaynağını oluşturur. Şırnak İli'nin doğal değerleri arasında yer alan geyikler ile yaban keçileri için Cudi Dağında bir koruma ve üretme alanı kurulmuştur.
Şırnak'ın Yöresel Yemekleri
Betüşşebap Çorbası, Çımşıpe, Suryaz, Freydin, Mahmılatık, Bırınzer, Meyre, Hekeheşandi, Kipe, Perde Pilavı, Kutlık, Serbıdev gibi yöreye özgü yemekleri vardır.
Şırnak İli'nin Plakası ise 73'tür.
Şırnak İli'nin Yüzölçümü 6.904 km² olup
Şırnak Nüfusu ise 1990 yılı verilerine göre 264.220 kişidir.
Şırnak Hakkında Bilgi
Şırnak en yeni illerimizdendir. 16 Mayıs 1990 da, Şırnak Kenti merkez olmak üzere Hakkari İli'nin Beytüşşebap ve Uludere, Mardin İli'nin Cizre, İdil ve Silopi, Siirt İli'nin güçlükonak ve Şırnak ilçelerini kapsayan Şırnak İli kuruldu.
Bazı kaynak ve haritalarda adı Şirnak olarak geçennil topraklarının yaklaşık yarısı Doğu Anadolu Bölgesi'nin sınırları içinde kalır. Dicle Irmağı vadisinin iki yakasındaki topraklardan oluşan Şırnak İli kuzeyde Siirt ve Van, Doğuda Hakkari illeri, Güneyde Irak ve Suriye, Batıda da Mardin iliyle çevrilidir.
Şırnak İli'nin İlçeleri
Şırnak Merkez, Beytüşşebap, Cizre, Güçlükonak, İdil,Silopi, Uludere.
Şırnak İli'nin Tarihî ve Turistik Yerleri
Alaeddin ve Kelatuvuri Kaleleri ile Kale Meme Kalıntıları; Cizre (Dicle ) Köprüsü.
Şırnak İli'nin Coğrafî Yapısı
Şırnak İli'nin büyük bölümü, akarsu vadileriyle derin biçimde parçalanmış olan yüksek ve dağlık alanlardan oluşur. İlin kuzey ve doğu kesimini engebelendiren bu dağlar Güneydoğu Toroslar'a bağlıdır. Hakkari dağlık yöresinin batı bölümünü oluşturan bu kesimdeki başlıca yükseltiler Tanintanin Dağı, Termo dağı olarak da bilinen Karacadağ, Mamemusa Dağı adıyla da anılan Musa Dağı ve Altın Dağı ile daha batıdaki Cudi Dağı'dır. İlin en yüksek noktası Altın Dağı'nın 3.358 metreye erişen doruğudur. bu dağların yüksek kesimlerinde yer alan ve yazın gür çayırlarla kaplanan sulak yaylalar önemli birer hayvancılık alanıdır. Mezopotamya'nın kuzey kesimindeki düzlüklerden Silopi, cizre ve İdil Ovaları tarım açısından büyük önem taşır.
Şırnak İli topraklarından kaynaklanan suların tümüne yakını dicle Irmağı aracılığıyla Basra Körfezine ulaşır. Bu ırmağa katılan başlıca akarsular Habur ve Kızılsu Çayları'dır. Dicle Irmağı, Habur Çayı ve bu akarsuyun kolu olan Hezil Çayı güneyde doğal sınır oluşturur. Habur Çayı'nın Dicle Irmağı'na katıldığı noktada Türkiye hem Irak'a, hem de Suriye'ye komşudur. İlin batı kesiminde yer alan İdil yöresinin güneybatısından doğan bazı küçük akarsular Suriye'de öteki Habur Çayı'nı oluşturarak Fırat Irmağı'na katılır.
Şırnak'ın İklimi ve Bitki Örtüsü
Şırnak İli Güney Doğu Anadolu Bölgesinin kışları daha yumuşak geçen iklimi ile Doğu Anadolu Bölgesinin sert kara iklimi arasındaki bir geçiş alanında yer alır. ilin özellikle doğu kesiminde soğuk ve kar yağışlı geçen kış aylarında -20 dereceye kadar düşen hava sıcaklıklarına rastlanır. Yazları sıcak ve kurak geçen ilin başlıca merkezlerinden Cizre kentinde hava sıcaklığının 48 dereceye kadar yükseldiği saptanmıştır.
Orman açısından yoksul sayılan Şırnak İli'nde doğal bitki örtüsü bozkır görünümündedir. Dağların bazı kesimlerinde çalılıklar ile meşeliklere, yüksek kesimlerde de ardıç topluluklarına rastlanır. güney kesimdeki bazı vadilerde seyrek zeytin ağaçları vardır.
Şırnak ilinde ekonomi tarıma dayalıdır. En önemli tarımsal etkinlik hayvancılıktır. Kışı ilin güney kesimindeki kuytu yörelerde geçiren göçmen ve yarı göçebe aşiretler sürülerini yazın dağlardaki sulak yaylalara çıkarır. Bu sürüler canlı hayvan ticaretine yönelik olarak yetiştirildiğinden hayvansal ürünlerin verimi ve niteliği oldukça düşüktür. En çok koyun ve kılkeçisi yetiştirilir. Sürülerde yer alan küçükbaş hayvan türlerinden biri de tüyleri siyah ve kahverengi olan, Siirt yöresine özgü Ankara keçileridir. Yaylalarda kurdukları siyah kıl çadırlarda yaşayan göçer aşiretler yaz boyunca hayvansal üretimle uğraşırlar.Elde edilen başlıca hayvansal ürünler kıl, tiftik, yün, peynir ve tereyağıdır. Ekime elverişli toprakları kısıtlı olan ilde bitkisel üretim ekonomik etkinlikler arasında ikinci sırada yer alır. Yetiştirilen başlıca tarım ürünleri buğday, mercimek, arpa, üzüm ve pamuktur. Kısa adı GAP olan Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki Cizre Projesi gerçekleştikten sonra üretimde çeşitlenme ve verim artışı olmuştur.
Yaygın olarak dokumacılık yapılan ilde önemli bir sanayi kuruluşuna rastlanmaz. Yöredeki beklentilerden biri de il yapılması nedeniyle bazı yatırımların Şırnak'a yöneltilmesi ve halka yeni iş olanaklarının sağlanmasıdır.
Şırnak İli'nin Türkiye dış ticaretinde oldukça önemli bir yeri vardır. Cizre kentinde E-24 Karayolundan ayrılan E-26 Karayolu Silopi'nin Güneydoğusundaki Habur sınır kapısında Irak topraklarına ulaşır. Son yollarda ülkemiz ile Irak arasında gelişen ticaret ilişkileri nedeniyle karayoluyla mal taşımacılığı açısından Habur sınır kapısı büyük ölçüde canlılık kazanmıştı. 1990 yılı yazında Irak'ın Kuveyti işgal etmesinden sonra Birleşmiş Milletlerin aldığı ambargo kararı üzerine bu canlılığını yitiren Habur sınır kapısının gelecekte iki ülke arasındaki ticarette tekrar önem kazanması beklenmektedir. Hakkari, Siirt, Batman ve Mardin kentlerinden gelen yollar Cizre'de kesiştikten sonra Habur sınır kapısına ulaşır. Bu nedenle de Cizre önemli bir ulaşım, ticaret ve konaklama merkezidir.
Merkez ilçe topraklarındaki asfaltit yatakları ilin başlıca yeraltı kaynağını oluşturur. Şırnak İli'nin doğal değerleri arasında yer alan geyikler ile yaban keçileri için Cudi Dağında bir koruma ve üretme alanı kurulmuştur.
Şırnak'ın Yöresel Yemekleri
Betüşşebap Çorbası, Çımşıpe, Suryaz, Freydin, Mahmılatık, Bırınzer, Meyre, Hekeheşandi, Kipe, Perde Pilavı, Kutlık, Serbıdev gibi yöreye özgü yemekleri vardır.
TRABZON
Trabzon Tarihi Yerler Ayasofya Müzesi |
Trabzon İli'nin plakası 61,
Trabzon İli'nin telefon kodu 462'dir
Trabzon Haritası ve Ulaşım |
Trabzon İli'nin yüzölçümü 4.685 km²
Trabzon İli'nin nüfusu ise 1990 yılı verilerine göre 809.720 kişidir.
Trabzon Tarihi ve Turistik Yerleri |
Trabzon İli'nin İlçeleri
Trabzon Merkez, Akçaabat, Araklı, Arsin, Beşikdüzü, Çarşıbaşı, Çaykara, Dernekpazarı, Düzköy, Hayrat, Köprübaşı, Maçka, Of, Sürmene, Şalpazarı, Tonya, Vakfıkebir, Yomra.
Trabzon Turistik Yerler |
Trabzon İli'nin Tarihî ve Turistik Yerleri
Trabzon Atatürk Köşkü Tarihi Yerler |
Maçka Altındere Vadisi Millî Parkı; Sürmene Çamburnu Orman İçi Dinlenme Yeri; Çakırgöl, Uzungöl, BoztepeÇifteçamlık, Kalepark, Kisarna (Bengisu), Soğuksu, Zefanos mesire ve sayfiye yerleri; Trabzon Kalesi ve Akçakale, Kaymaklı, Kızlar, Vazelon ve Sumela Manastırları; Hagios Savas Mağara Kiliseleri; Küçük Ayvasıl, Ayasofya, St. John, Hagios Theodoros Hagios Konstantinos, Hagios Kristohoras, Hagios Kiryaki, Santa Maria, Hagios Mikhail ve Panagia Tzita Kiliseleri; Fatih, Nakip, Yeni Cuma, hüsnü Köktuğ, İskender Paşa, Semerciler ve Çarşı Camileri; Gülbahar Hatun Camisi ve Türbesi; İmaret Deresi, Kavaklı ve Kuzgundere Sukemerleri; Bedesten, Alacahan, Vakıfhan ve Taşhan; Sekiz Direkli Hamam, Paşa ve Hacı Arif Hamamları; Eirene Kulasi (Fatih Cephaneliği); Abdullah Paşa ve Abdulhamid Çeşmeleri; Zağanos Köprüsü; Trabzon Ayasofya ve Trabzon Atatürk Müzeleri.
Trabzondan görüntüler |
Trabzon Hakkında Bilgi
Trabzon İli Karadeniz Bölgesi'nin Doğu kesiminde yer alır. Kuzeydeki Karadeniz kıyısının hemen ardında birdenbire yükselen il toprakları, doğuda İkizdere (İyidere) Vadisinden, batıda Beşikdüzü yakınlarındaki Değirmendere Vadisine kadar uzanır. Akarsu vadileriyle derin biçimde parçalanmış olan Trabzon İli toprakları çok engebelidir.
Trabzon İli Samsun'dan sonra Karadeniz Bölgesi'nin ikinci en büyük İl merkezi ve yerleşim yeridir. Önemli karayollarının kesiştiği bir kesimde, kıyı boyunca doğu ve batı yönünde gelişmesini sürdüren Trabzon Karadeniz Bölgesi'nin doğu kesimindeki en gelişmiş olanaklara sahip ticaret ve hizmet merkezidir. Aynı zamanda bir liman kenti olan Trabzon, havaalanından yapılan düzenli uçak seferleriyle ülkemizin diğer kentleriyle ulaşım açısından kolaylık sağlar. Birçok sağlık kuruluşu da bulunan Trabzon'da başlıca Yüksek Öğretim Kurumu Karadeniz Teknik Üniversitesi'dir.
Oldukça eski bir yerleşim birimi olan Trabzon, doğal ve tarihsel değerler açısından zengin olan illerimizdendir. Son yıllarda özellikle yaz aylarında çok canlı bir turizm etkinliğine sahne olmaktadır.
Trabzon ilinin kıyı kesiminde yaşayan halkın geleneksel uğraşlarının başında balıkçılık yer alır. Ülkemizin neresinde olursa olsun Trabzon'un adı geçince akla hemen hamsi gelir.
Trabzon Manzara Resimleri |
Trabzon'un Coğrafî Yapısı
Doğu Karadeniz Bölgesi'nin orta kesiminde yer alan Trabzon ili topraklarını Kuzey Anadolu Dağları'nın bir bölümünü oluşturan Doğu Karadeniz Sıradağları'nın kıyı dağları engebelendirir. Genellikle doğu-batı doğrultusunda uzanan bu dağların yüksek kesimleri güneyde Bayburt ve Gümüşhane İlleriyle doğal sınır oluşturur. Yer yer yüksekliği 3.000 metreyi aşan ve kolay geçit vermeyen bu dağ sıraları ancak birkaç noktada ulaşıma olanak sağlar. Doğudan batıya doğru sırasıyla Soğanlı, Trabzon ve Zigana Dağları adıyla anılan bu diziler fazla kesintiye uğramadan uzanır. Zigana Dağları bazı yeni haritalarda ve kaynaklarda Kalkanlı Dağları olarak geçer. Trabzon İli'nin en yüksek noktası, Soğanlı Dağları'nın kuzeyinde yer alan Haldizen Dağı'nın 3.193 metreye erişen Karakaya Tepesi'dir.
Meryem Ana Sumela Manastırı |
Trabzon İl topraklarından kaynaklanan sular, fazla uzun olmayan hızlı akışlı dere ve çaylar oluşturarak Karadeniz'e dökülür. Bu akarsulardan başlıcaları Of'ta Karadeniz'e ulaşan Solaklı Çayı, Sürmene yakınlarında denize dökülen ve Menahos Deresi olarak da adlandırılan Sürmene Deresi, Araklı İlçe Merkezinden geçen Karadere, Hamsiköy Deresi ile Meryemana Deresi'nin Maçka İlçe Merkezinde birleşmesiyle oluşarak Trabzon kentinin doğusunda Karadeniz'e dökülen Değirmendere, Vakfıkebir'den geçerek denize dökülen Foldere ve Beşikdüzü'nün batısında Karadeniz'e ulaşan Değirmendere'dir. Trabzon İli'nde yer alan başlıca alçak düzlükler, bu akarsuların taşıdığı alüvyonların kıyı kesiminde yığılıp birleşmesiyle oluşan ve dar şeritler halinde uzanan küçük ovalardır. Akarsu ağızlarıyla kenarlarında yer alan bu önemli tarım alanları, yılın hemen her mevsiminde oluşabilen toprak kayması ve taşkın tehlikesiyle karşı karşıyadır. Her mevsimde yağış alan il topraklarının özellikle vadi yamaçlarında gevşek ve kaygan olması, sık sık toprak kaymasına yol açar. Taşkınların nedeni de yörede karların erimesi ve fazla yağmur yağması sonucunda eğimli ve dar vadilerin hızla çok miktarda su taşımasıdır. Gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle bazı yıllarda taşkınlar ve toprak kaymaları çok sayıda insanın yaşamını yitirmesine , yerleşim yerleri ile tarım alanlarının zarar görmesine yol açmaktadır. Yamaçlardan kopan toprak ve kaya kütlelerinin bazı vadileri tıkaması sonucunda oluşan setlerin ardında suların birikmesi heyelan göllerinin oluşmasına neden olur. İl sınırları içindeki başlıca heyelan gölleri Sera Gölü ve Uzungöl'dür. Dağların yüksek kesimlerinde de bazı küçük buzyalağı göllerine rastlanır.
Yaz aylarında ilgi gören doğal kumsalların uzandığı il kıyısındaki başlıca çıkıntılar Araklı, Güzelhisar ve Bostan burunları ile Fener Burnu olarak da anılan Yeros (yoroz) burnudur. fırtınalı havalarda gemiler ile teknelerin sığındığı Akçaabat Koyu ve Büyükliman bu kıyıdaki başlıca girintilerdir.
Trabzon'un İklimi ve Bitki Örtüsü
Karadeniz Bölgesi'nin doğu kesiminde görülen her mevsimi yağışlı ılıman iklim Trabzon ilini de etkisi altına almıştır. İç kesimlerden kıyıya ve kıyıda da orta kesimden hem batıya, hem doğuya doğru gidildikçe yağış miktarı artar. Ortalama olarak da 140 günü yağışlı geçen Trabzon İli'nde yerin karla örtülü kaldığı süre yılda bir hafta kadardır.
Trabzon Turistik yerleri Uzungöl |
Trabzon İli doğal bitki örtüsü açısından oldukça zengindir. Dağlık yörelerde geniş alanlar kaplayan ormanlar, alçak kesimlerde tarım toprağı elde etmek amacıyla büyük ölçüde yok edilmiştir. Bu ormanlar yaklaşık 1.600 metreye kadar kestane, kızılağaç, gürgen ve daha çok kayınlardan, yüksek kesimlerde de ladinlerden oluşur.
Trabzon İli'nin Ekonomisi
Trabzon İli'nde ekonomi daha çok tarıma dayalıdır. İklimi oldukça nemli ve ekim alanları kısıtlı olan ilde, tarım ürünlerinin çeşiti ve miktarı azdır. Ekonomik değeri oldukça yüksek ürünler elde edilmesi halkın bir bölümünün nüfus artışı nedeniyle il dışına göç etmesine engel olamaz. Yetiştirilen başlıca tarım ürünleri patates, yaş çay yaprağı, mısır, hurma ve fındıktır. Az miktarda kara lahana, tütün, mandalina, portakal ile başka bazı sebze ve meyveler de yetiştirilir.
Önemli miktarda sığır beslenen Trabzon ilinde hayvancılık başlıca gelir kaynaklarındandır. Koyun da yetiştirilen ilde arıcılık da yapılır. Kıyı kesiminde yaşayan halkın bir bölümü balıkçılıkla uğraşır. Dağlık kesimde yaşayan köylülerden bazıları da orman işlerinde çalışmaktadır.
Türkiye balık üretiminde Trabzon İli'nin önemli bir payı vardır. Yöre halkının beslenme geleneğinde mısır unu, hamsi ve karalahanadan yapılan yemekler ilk sırayı alır. Trabzon İli'nin başlıca hayvansal ürünlerinden olan Vakfıkebir yağı oldukça ünlüdür.
Sanayisi fazla gelişmemiş olan Trabzon'da başlıca sanayi kuruluşları un, çay, süt ürünleri, hamsi konservesi, balık unu ve balık yağı, yem, hazır giyim, deri, orman ürünleri, metal eşya, çimento, tuğla ve kiremit fabrikalarıdır.
Trabzon Yemekleri |
Tatilini yaylalarda geçirmek isteyenler ile dağcılığa, öteki dağ sporlarına, kamp kurmaya, akarsu ve küçük göllerde alabalık avlamaya meraklı olanlar için Trabzon ili çok zengin ve doğal değerlere sahiptir. bunun yanısıra tarihi yapı kalıntıları açısından da zengin olan yöre, her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilir. Artvin İli'ne bağlı Hopa İlçesinde Sarp sınır kapısının açılmasının İl turizmine bir canlılık ve çeşitlilik kattığı gözlenmektedir. günübirlik ya da birkaç günlüğüne otomobilleriyle yöreye gelen SSCB'li turistler, yanlarında getirdikleri bazı eşyaları satıp kendi gereksinimleri olan başka eşyalar alarak ülkelerine dönerler. Bavul Turizmi olarak adlandırılan bu etkinlik yörenin ticari yaşamını renklendirir.
Trabzon yöresi ulaşım açısından çok eski dönemlerden günümüze kadar önemli bir konumdadır. İran'dan gelen Tarihi ticaret Yolu yüzyıllardır Trabzon Liman'ında Karadeniz kıyısına ulaşır.
Trabzon'un Yöresel Yemekleri
Karalahana Çorbası |
Patlıcan Tava, Hamsiköy Sütlacı, Kuymak, Kaygana, Karalahana Sarması, Karalahana Dolması, Karalahana Çorbası, Turşu Kavurması, Su Böreği, Mısır Yarması Çorbası, Hurmalı Tart, Mıhlama
Hamsi tava |
(muhlama), Hamsi Kuşu, Pazı Tavası, Hamsili Pilav, Maydanozlu Şehriye Çorbası, Mısır Ekmeği, Balkabağı Tavası, Akçaabat Köftesi, Fasulye Pilaki, Mamzana, Malhota gibi yöreye özgü yemekleri vardır.
Akçaabat Köftesi |
TEKİRDAĞ
Tekirdağ İli'nin telefon kodu 282
Tekirdağ İli'nin plakası 59 'dur.
Tekirdağ İli'nin Nüfusu ise 1990 yılı verilerine göre 462.000 kişidir.
Tekirdağ İli'nin Tarihî ve Turistik Yerleri
Kastros (Çamköy), Marmara Ereğlisi, Tekirdağ, Kumbağ, Mürefte ve Şarköy Kıyıları; Herakleia Perinthos kent kalıntıları; Rüstem Paşa Camisi ve Bedesteni; Ayaz Paşa, Hasan Efendi, Sultan Süleyman, Güzelce Hasan Bey, Turhanoğlu Ömer Bey Camileri, Eskicami, Ortacami; Rakoczi Çeşmesi; Namık Kemal Anıtı; Tekirdağ ve Rakoczi Müzeleri.
Tekirdağ Hakkında Bilgi
Marmara Bölgesinin Trakya Bölümünde yer alan illerimizdendir. İlginç bir özelliği, hem Karadeniz'e hem de Marmara Denizi'ne kıyısı olmasıdır. İl toprakları Kuzeydoğu'da Karadeniz kıyısından, güneybatıda Saros Körfezi yakınlarına, kuzeyde Ergene havzası'ndan güneyde Marmara Denizi kıyısına kadar uzanır. anadolu ile Balkan Yarımadası arasındatarih boyunca görülen göç ve istila hareketlerinde bir köprü işlevi görentopraklarda yer alanTekirdağ İli eski bir yerleşim alanıdır. İlin bazı kesimlerinde çok sayıda yazıt, heykel ve lahit bulunmuştur. Çeşitli uygarlıklara ait izlere rastlanan Tekirdağ yöresinde ele geçen Demirçağ öncesinden kalma arkeolojik buluntularda, Anadolu'daki eski kültürlerle hiçbir ortak özelliğe rastlanmaz. Tarihi boyunca Trakya ve Anadolu'yu denetim altına almak isteyen güçlerin egemenlik mücadelelerine sahne olan yörede yaşamakta olan halkın önemli bir bölümü Balkanlardan gelmiş göçmenlerden oluşur.
Tekirdağ İli'nin Coğrafî Yapısı
Tekirdağ ilinin tümüne yakını Marmara Bölgesi'nin Ergene bölümünde, kuzeydoğudaki küçük bir kesimi de Istranca bölümünde yer alır. Istranca Dağları bu kesimdeki Karatepe'de 484 metreye erişir. İl topraklarının güneybatısında Koru Dağı ile bazı kaynaklarda Ganos Dağı yada Tekir Dağı olarak geçen Işıklar Dağı yükselir. Ganos Dağı'nın Marmara Denizi kıyısı yakınında 924 metreye erişen Uçakbaşı Doruğu, Tekirdağ İli'nin en yüksek noktasıdır. Bu dağlık alanlar dışında ilin büyük bir bölümü alçak bir yayla görünümündedir. Akarsu vadileriyle yarılmış olan bu yayla kuzeyde Ergene Havzası'na, güneyde de Marmara Denizi kıyısına doğru gidildikçe alçalır. Sulamayla bitkisel üretim yapılan Ergene Havzası ilin başlıca tarım alanıdır.
Tekirdağ il topraklarından kaynaklanan sular Karadeniz, Marmara Denizi ve Ege Denizi'ne ulaşır. Istranca Dağları'nın kuzeye bakan yamaçlarından doğan Bahçeköy Deresi Karadeniz'e, bu dağların doğu kesiminden çıkan Istranca Deresi de İl sınırları dışında,Durusu Gölü olarak da adlandırılan Terkos Gölü'ne dökülür. Marmara Denizi'ne ulaşan başlıca akarsular Değirmendere ile Kocadere'dir. Ganos Dağı'nın kuzey yamaçlarından kaynaklanan Kavak Deresi il sınırları dışında Saros Körfezi'ne dökülür. Ergene Irmağı Tekirdağ İli'nin kuzeydoğu kesiminden doğar. Bu ırmağın başlıca kolları Çorlu Çayı ile Hayrabolu ve Paşaköy dereleridir. Tekirdağ İli'ndeki başlıca göller Kadıköy ve Karaidemir barajlarının ardında suların birikmesiyle oluşan yapay göllerdir.
Çok kısa olan Karadeniz kıyısında, Çamköy Koyu olarak da anılan Kasatura yada Kastros Koyu yer alır. Halk arasında Kastro olarak adlandırılan bu kıyı, İstanbul ve Kırklareli illeri arasındadır. Fazla girinti ve çıkıntıya rastlanmayan Marmara Denizi kıyısında doğal kumsallar vardır. Bu kıyıdaki başlıca çıkıntılar Erikli ve Karga burunlarıdır. Karga Burnu ile Kumbağ arasında geniş bir girinti halinde Trakya'ya doğru sokulan bu kıyının en iç kesiminde Tekirdağ Kenti yer alır.
Tekirdağ İli'nin İklimi ve Bitki Örtüsü
Tekirdağ İli, genel olarak Marmara Bölgesi'ne egemen olan iklimin etkisi altında kalır. Fazla soğuklara rastlanmayan kıyı kesiminden Ergene Havzası'na doğru gidildiğinde bozkır ikliminin etkilerine rastlanır. Tekirdağ İli'nde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise serin ve yağışlı geçer. İl merkezinde yazın sıcaklık 40 °C'nin üstüne çıkmaz, kışın da 15 °C'nin altına düşmez.
Eskiden büyük bir alanı kaplayan ormanları yok edilmiş olan Tekirdağ İli'nde doğal bitki örtüsü bozkır görünümündedir. Istranca Dağları meşe ve kayın, Işıklar Dağı'nın da özellikle kuzey yamaçları meşe, gürgen ve ıhlamur ormanlarıyla örtülüdür. Kastros koyunda yer alan karaçam ormanı, koruma altına alınmış bir alandır.
Tekirdağ İli'nin Ekonomisi
Tekirdağ İli'nde ekonomi daha çok tarım, ticaret ve sanayiye dayanır. Cumhuriyet döneminde buraya yerleştirilen Balkan göçmenleri il ekonomisinin gelişmesinde etkili olmuştur.
Türkiye'deki ayçiçek üretiminin yaklaşık dörtte birinin elde edildiği Tekirdağ, Marmara Bölgesinde en çok buğday üretilen ildir. İlde en çok üretilen diğer tarım ürünleri şekerpancarı, karpuz, üzüm, soğan, domates, arpa ve kavundur. Başlıca hayvancılık etkinliği koyunculuk ve arıcılıktır. Hayvanlardan sağılan sütlerin mandıralarda işlenmesi sonucunda elde edilen tereyağı, beyaz peynir, kaşar peyniri ve yoğurtlar özellikle İstanbul'da satılır.
Zerde Tatlisi |
Daha önceleri Tekirdağ İli'nin Marmara Denizi kıyısında yaşayan halkın bir bölümü için balıkçılık önemli bir gelir kaynağıydı. Son yıllarda Marmara Denizi'nin kirlenmesine bağlı olarak balıkçılık da eski önemini yitirmektedir. Tekirdağ ilindeki ekonomik etkinliklerden biri de ormancılıktır. Istranca Dağları'nı örten ormanlardan önemli miktarda yakacak ve kerestelik odun elde edilir. Yeraltı kaynakları açısından fazla zengin olmayan il topraklarındaki bazı yataklarda linyit üretimi yapılır. Eskiden yalnızca tarıma dayalı olan sanayi günümüzde oldukça çeşitlenmiş düzeydedir.
Tekirdağ ilinin sanayi ürünlerinden bazıları dış ticaret açısından önem taşır. Başlıca sanayi kuruluşları un ve unlu ürünler, çeşitli alkollü içkiler, yem, bitkisel yağ, yünlü ve pamuklu dokuma, hazır giyim, halı, motor, tarım alet ve makinaları ile buzdolabı, çamaşır makinası gibi beyaz eşya, kimyasal ürünler, tuğla, kiremit üretilen işyerleri ve fabrikalardır.
Tekirdağ Ulasim |
Tekirdağ ulaşım açısından yüzyıllardan beri önemli bir konumda olan illerimizdendir. Rumeli'den gelen bazı tüketim malları Marmara Ereğlisi ve Tekirdağ iskelelerinden yüklenerek İstanbul'a taşınırdı. Günümüzde, Tekirdağ kentinde bir liman, Marmara Ereğlisi, Tekirdağ ve Şarköy'de birer iskele vardır. Askeri açıdan da önem taşıyan eski İstanbul- Edirne yolu kuzeydoğudaki Saray'dan geçerdi. Bu yol günümüzde de önemini korumaktadır. Doğal kumsallara sık rastlanan Marmara Denizi kıyısı turizm açısından özellikle yazın büyük ilgi görür. Bu kıyıda çok sayıda tatil sitesi, otel, motel, pansiyon ile çeşitli hizmet tesisleri vardır.
Tekirdağ İli'nin Yöresel Yemekleri
Tekirdağ Köftesi |
Tekirdağ Yemekleri |
Uykusuzluk Problemine Bitkisel Çözüm
VALERİAN (Kediotu)
1. Modern hayatın bir sonucu olarak ortaya çıkan korku, gerginlik ve sinirlilik hallerine karşı kullanılabilecek çok değerli bir bitkidir.
Etkisi, dalgınlık ve yorgunluğun aksine, rahatlatıcı bir canlılık olarak görülebilmektedir. Uyuyamama ve uykuyu sürdürme sorunu olanlara yardımcıdır. Valerian, yüksek kan basıncını düşürücü bir etkiye sahiptir.
Genellikle sinir sistemini uyarıcı bir etkiye sahip olup, rahat bir uyku sağlar. En güvenilir yanı ise, içerisinde herhangi bir alışkanlık veya bağımlılık yapacak bir madde olmayışıdır.
Kullanım şekli; Sabah-öğle-akşam yemekten ve yatmadan önce 1 çay kaşığı valerian ballı karışım alınması tavsiye olunur.
2. Melissa çayı.
Bir su bardağına 1 tatlı kaşığı melissa koyup üzerini kaynar suyla doldurun ağzını kapatıp 20 dakika dinlendirin ve yemekten 2 saat kadar sonra bunu için.
1. Modern hayatın bir sonucu olarak ortaya çıkan korku, gerginlik ve sinirlilik hallerine karşı kullanılabilecek çok değerli bir bitkidir.
Etkisi, dalgınlık ve yorgunluğun aksine, rahatlatıcı bir canlılık olarak görülebilmektedir. Uyuyamama ve uykuyu sürdürme sorunu olanlara yardımcıdır. Valerian, yüksek kan basıncını düşürücü bir etkiye sahiptir.
Genellikle sinir sistemini uyarıcı bir etkiye sahip olup, rahat bir uyku sağlar. En güvenilir yanı ise, içerisinde herhangi bir alışkanlık veya bağımlılık yapacak bir madde olmayışıdır.
Kullanım şekli; Sabah-öğle-akşam yemekten ve yatmadan önce 1 çay kaşığı valerian ballı karışım alınması tavsiye olunur.
2. Melissa çayı.
Bir su bardağına 1 tatlı kaşığı melissa koyup üzerini kaynar suyla doldurun ağzını kapatıp 20 dakika dinlendirin ve yemekten 2 saat kadar sonra bunu için.
Uyku kaçmasina cözüm |
Geciktirici Cözüm
Tribulus
Erkeklerde iktidarsızlık sorununu kısa sürede ortadan kaldırarak, her iki cinsde de cinsel istek artırıcı olarak yardımcı olabilmektedir. Kas gücünü, vücut dayanıklılığını ve fiziksel performansı artırabildiğinden, zindelik ve canlılığı artırıcı özelliği sporcu atlet ve vücut yapıcıların dikkatine sunulmuş olan muhteşem bir karışımdır. Her iki cinsde de libidoyu artırdığı bilinen tribulus kışkırtıcı ve geciktirici bir etkiye sahiptir.
Erkek menopozu (Andropoz) semptomlarının azaltılmasında da çok etkilidir.
Kullanım şekli :
Tribulus ballı karışım kullanmak isteyenler sabah-öğle-akşam yemekten ve yatmadan önce 1'er çay kaşığı alsınlar.
Erkeklerde iktidarsızlık sorununu kısa sürede ortadan kaldırarak, her iki cinsde de cinsel istek artırıcı olarak yardımcı olabilmektedir. Kas gücünü, vücut dayanıklılığını ve fiziksel performansı artırabildiğinden, zindelik ve canlılığı artırıcı özelliği sporcu atlet ve vücut yapıcıların dikkatine sunulmuş olan muhteşem bir karışımdır. Her iki cinsde de libidoyu artırdığı bilinen tribulus kışkırtıcı ve geciktirici bir etkiye sahiptir.
Erkek menopozu (Andropoz) semptomlarının azaltılmasında da çok etkilidir.
Kullanım şekli :
Tribulus ballı karışım kullanmak isteyenler sabah-öğle-akşam yemekten ve yatmadan önce 1'er çay kaşığı alsınlar.
Güç artırıcı doğal yöntem |
Bel Fıtığına Çözüm
Bel fıtığı rahatsızlığı olanlar, bu rahatsızlıktan kurtulabilmek için Alabalık Yağı kullanmalıdırlar.
Alabalık yağını dıştan masaj yaparak kullanabileceklerdir. Bu masaj 15-20 dakika şeklinde ve en az 3 gün süreyle devam etmelidir.
Alabalık yağı
HAZIRLANIŞ ŞEKLİ: Yurdumuzda bolca doğal ve tabi ortamlarda yetişen alabalığın halis yağ içerisinde emiştirilmesiyle elde edilen hayvansal ve bitkisel karışımlı bir drogtur.
FAYDALARI : Genelde romatizma, kemik ağrıları, bel fıtığı durumlarında kullanılır.
KULLANIM ŞEKLİ : İçilmez, haricen friksiyon olarak kullanılır.
UYARILAR : FAZLA UZUN SÜRE KULLANILMASI KEMİKLERİ YUMUŞATTIĞINDAN İSTENMEYEN KEMİK KIRILMALARINA SEBEP OLABİLİR...
Alabalık Yağının Faydaları:
* Alabalık yağı özellikle romatizma ve bel ağrılarına iyi gelir.
* Bel fıtığı ve kas adale ağrılarına kullanılması önerilir.
* Kas gevşetici olarak kullanılabilir.
* Kireçlenmeler ve mafsal ağrılarına da iyi gelir.
Çok uzun süre kullanılmamalıdır.
Devrim hanımdan daha doğal bir çözüm geldi, onu da hemen sizlerle paylaşalım istedik. Bu arada Devrim hanıma çok teşekkür ediyoruz. Sevgiler saygılar :)
Kırmızı beneklı alabalık, dogal ortamda yetişenleri tercih edilmelidir. Canlı olarak yakalanan kırmızı benekli alabalık bayıltılır ve cam veya tahta bir cisimle ıyıce dövülür. Ağrıyan yere iyice sıvanır uzeri kapatılır streçle. 12 saat bekletilir. 12 saat sonra banyo yapılır.
Bir başka denenmiş çözüm de şöyle:
Bel fıtığına tamamen doğal, ameliyatsız, denenmiş bir bitkisel tedavi
İsminin açıklanmasını istemeyen değerli bir üyemizden gelen denenmiş bir uygulamayı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Biz biliyoruz ki, üyelerimiz bizim kocaman bir aile olduğumuzun farkında...
Değerli üyemiz diyor ki:
Bizim denemiş ve faydalanmış olduğumuz bu tedaviyi Allah rızası için sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Bu tedavi tamamen bitkisel ve hiçbir yan etkisi yoktur.
Yalnız bunu yapacak olan hastanın önceden bel fıtığından ameliyat olmamış olması lazım.
150 gr küçük doğranmış kuru inciri ve 60 gr kuru bamyayı 8 su bardağı suya katıp bamyalar yumuşayıncaya kadar kaynatıyoruz.
Bamyalar sellenince 1 fincan hakiki zeytinyağı,1 fincan taze limonun suyu,30 gr kuru nane ve 150 gr hakiki balı da bu kaynayan karışıma ekliyoruz. 10 dakika kadar daha kaynatıp bunları blenderla lapa haline getiriyoruz.
Karışımımız hazır…
Daha sonra bir çarşafı ikiye katlayıp karışımı biraz soğuttuktan sonra çok soğuk değil vücudu çok yakmnayacak sıcaklıktayken o çarşafın üzerine döküyoruz. Bel bölgesini kuyruk sokumu bölgesine kadar kaplayacak şekilde yayıyoruz , rahatsız olan kişi bu karışımın üzerine beli denk gelecek şekilde yatacak. Belinden kuyruk sokumu kemiğine kadar saracak şekilde sarıyoruz. En dışa da karışımı dışarı taşırmayacak şekilde bir poşetle sarıyoruz.
Bu şekilde hasta olan kişi üç gün boyunca zorunlu ihtiyaçları dışında yataktan çıkmayacak. Yattığı oda havalandırılmayacak, yani soğuk olmayacak. Mümkünse bu karışımın soğumaması için elektrikli battaniye kullanılacak.
Üç gün sonra hasta bu karışımı belinden çıkaracak, güzel bir banyo yapacak. Banyodan sonra viksle limonu karıştırıp bele güzelce masaj yapılacak. Masajın ardından yakı yapıştırılacak bütün bel bölgesi kaplanacak şekilde.
Mümkünse 4-5 gün yine dışarı çıkmadan evde istirahat edilecek. Evin içinde dolaşılabilir. Fakat beli soğuk hava ile temas ettirmeyecek.
Yakılar çıktıktan sonra tekrar viks ve limon suyu ile masaj yapılacak bir kaç gün.
Bir ay boyunca mümkün mertebe bel yorulmayacak, ağır işler yapılmayacak.
Bir kaç ayda hasta tamamen eski sağlığına dönüyor.
Bu tedavi bir çok defa denenmiştir.
Ve netice alınmıştır.
Kayseride bir Doktor bu tedaviyi uygulamıştır.
Bize de bir dua ederseniz çok sevinizriz.
Anlaşılmayan yerleri ve ya sorularınızı buraya yazabilirsiniz.
Hepinize sağlıklı günler dileriz.
Alabalık yağını dıştan masaj yaparak kullanabileceklerdir. Bu masaj 15-20 dakika şeklinde ve en az 3 gün süreyle devam etmelidir.
Alabalık yağı
HAZIRLANIŞ ŞEKLİ: Yurdumuzda bolca doğal ve tabi ortamlarda yetişen alabalığın halis yağ içerisinde emiştirilmesiyle elde edilen hayvansal ve bitkisel karışımlı bir drogtur.
FAYDALARI : Genelde romatizma, kemik ağrıları, bel fıtığı durumlarında kullanılır.
KULLANIM ŞEKLİ : İçilmez, haricen friksiyon olarak kullanılır.
UYARILAR : FAZLA UZUN SÜRE KULLANILMASI KEMİKLERİ YUMUŞATTIĞINDAN İSTENMEYEN KEMİK KIRILMALARINA SEBEP OLABİLİR...
Alabalık Yağının Faydaları:
* Alabalık yağı özellikle romatizma ve bel ağrılarına iyi gelir.
* Bel fıtığı ve kas adale ağrılarına kullanılması önerilir.
* Kas gevşetici olarak kullanılabilir.
* Kireçlenmeler ve mafsal ağrılarına da iyi gelir.
Çok uzun süre kullanılmamalıdır.
Bel Fitigina Bitkisel Cozum |
Kırmızı beneklı alabalık, dogal ortamda yetişenleri tercih edilmelidir. Canlı olarak yakalanan kırmızı benekli alabalık bayıltılır ve cam veya tahta bir cisimle ıyıce dövülür. Ağrıyan yere iyice sıvanır uzeri kapatılır streçle. 12 saat bekletilir. 12 saat sonra banyo yapılır.
Bir başka denenmiş çözüm de şöyle:
Bel fıtığına tamamen doğal, ameliyatsız, denenmiş bir bitkisel tedavi
İsminin açıklanmasını istemeyen değerli bir üyemizden gelen denenmiş bir uygulamayı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Biz biliyoruz ki, üyelerimiz bizim kocaman bir aile olduğumuzun farkında...
Değerli üyemiz diyor ki:
Bizim denemiş ve faydalanmış olduğumuz bu tedaviyi Allah rızası için sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Bu tedavi tamamen bitkisel ve hiçbir yan etkisi yoktur.
Yalnız bunu yapacak olan hastanın önceden bel fıtığından ameliyat olmamış olması lazım.
150 gr küçük doğranmış kuru inciri ve 60 gr kuru bamyayı 8 su bardağı suya katıp bamyalar yumuşayıncaya kadar kaynatıyoruz.
Bamyalar sellenince 1 fincan hakiki zeytinyağı,1 fincan taze limonun suyu,30 gr kuru nane ve 150 gr hakiki balı da bu kaynayan karışıma ekliyoruz. 10 dakika kadar daha kaynatıp bunları blenderla lapa haline getiriyoruz.
Karışımımız hazır…
Daha sonra bir çarşafı ikiye katlayıp karışımı biraz soğuttuktan sonra çok soğuk değil vücudu çok yakmnayacak sıcaklıktayken o çarşafın üzerine döküyoruz. Bel bölgesini kuyruk sokumu bölgesine kadar kaplayacak şekilde yayıyoruz , rahatsız olan kişi bu karışımın üzerine beli denk gelecek şekilde yatacak. Belinden kuyruk sokumu kemiğine kadar saracak şekilde sarıyoruz. En dışa da karışımı dışarı taşırmayacak şekilde bir poşetle sarıyoruz.
Bu şekilde hasta olan kişi üç gün boyunca zorunlu ihtiyaçları dışında yataktan çıkmayacak. Yattığı oda havalandırılmayacak, yani soğuk olmayacak. Mümkünse bu karışımın soğumaması için elektrikli battaniye kullanılacak.
Üç gün sonra hasta bu karışımı belinden çıkaracak, güzel bir banyo yapacak. Banyodan sonra viksle limonu karıştırıp bele güzelce masaj yapılacak. Masajın ardından yakı yapıştırılacak bütün bel bölgesi kaplanacak şekilde.
Mümkünse 4-5 gün yine dışarı çıkmadan evde istirahat edilecek. Evin içinde dolaşılabilir. Fakat beli soğuk hava ile temas ettirmeyecek.
Yakılar çıktıktan sonra tekrar viks ve limon suyu ile masaj yapılacak bir kaç gün.
Bir ay boyunca mümkün mertebe bel yorulmayacak, ağır işler yapılmayacak.
Bir kaç ayda hasta tamamen eski sağlığına dönüyor.
Bu tedavi bir çok defa denenmiştir.
Ve netice alınmıştır.
Kayseride bir Doktor bu tedaviyi uygulamıştır.
Bize de bir dua ederseniz çok sevinizriz.
Anlaşılmayan yerleri ve ya sorularınızı buraya yazabilirsiniz.
Hepinize sağlıklı günler dileriz.